Bazı çocuklar küçük yaşta boy atarlar. Bazıları daha geç uzar.
Bazı çocuklar dokuz aylık olduğunda yürümeye başlar, bazıları iki yaşına yaklaşırken yürümeyi öğrenir. Gelişim çocuktan çocuğa farklıdır.
Çocukların fiziksel gelişiminin yanında beyinsel gelişimi de farklılıklar gösterebilir. Çok erken konuşmaya başlayan çocukların yanında çok geç konuşan çocuklar da vardır. Öğrenme kabiliyeti de çocuktan çocuğa farklılıklar gösterebilir. Ama, bu farklılıkların hiçbiri bir grup çocuğun bir başka grup çocuğa göre, özürlü olması anlamına gelmez. Sadece, beyinsel gelişimin zamanlaması farklıdır.
Tıbbi bir sorun yoksa, tüm çocuklar sonunda yürümeyi öğrenirler, konuşmaya başlarlar, öğrenme yetenekleri gelişir, okuma ve yazmayı öğrenirler.
Küçük yaşlarda beynin gelişimine paralel olarak çocuklar arasındaki farklılıklar fazladır. Farklılıklar giderek azalır. Daha kalıcı olan çocukların çalışkan ya da tembel karakterde olmalarıdır.
FARKLILIKLAR
Beynin gelişimindeki zaman farklılıkları eğitim sisteminin, özellikle küçük yaştaki çocukların eğitiminde, üzerinde dikkatle durması gereken bir olgudur. Elli tane altı yaşındaki çocuğu bir sınıfa koyup onlara aynı şeyleri, aynı yöntemle ve aynı hızda öğretmeye çalışmak, beynin farklı gelişmesini görmezden gelmek anlamına gelir.
Böyle bir öğretim yaklaşımı beyin gelişmesi çabuk olan çocuğa da, beyin gelişmesi göreli olarak yavaş olan çocuğa da çok büyük haksızlıktır. Çünkü, doğal olarak ortalama çocuğun eğitimini hedefleyen bir öğretim yaklaşımı bir grup çocuğun gelişimini engelleyecektir, diğer grup çocuğun gelişmesine fazla katkıda bulunamayacaktır.
Özellikle küçük yaşlarda, müfredat odaklı ortalamayı hedefleyen eğitim değil, çocuk odaklı eğitimin önemi çok daha fazladır.
Bazı insanlar görerek daha iyi anlarlar. Bazı insanların dinleyerek öğrenmesi daha çabuktur. Bazı insanlar ise okuyarak daha iyi öğrenirler. Farklı beyinler insanların farklı algılama kapasiteleri üzerine yoğunlaşabilmektedir. Eğitim sürecinde farklılıkların tespiti ve eğitimin bu yolda şekillendirilmesi eğitimin verimliliğini artıran önemli alanlardan biridir.
Okuyarak öğrenme kabiliyeti gelişmiş birine saatlerce konferans vermenin hiçbir yararı yoktur. Zaman kaybıdır. İnsanın canını sıkmaktan başka bir işe yaramaz. Buna karşılık, dinleyerek öğrenmesi daha kolay olan bir insanı odaya kapatıp saatlerce ders kitabı okutmaya çalışmanın da fazla bir yararı yoktur. En azından, bu şekilde öğrenmenin en etkin yolu seçilmemiş olur.
HEBA ETMEK
Eğitim sistemi çocuklar arasındaki "gelişmede zaman uyumsuzluğu" ve "egemen öğrenme yolları" gibi konularda farklılıkları tespit edip farklılıklara göre şekillenebilmelidir. Aksi taktirde, beyinleri heba etme olasılığı çok artmaktadır. "Beyin, heba edilebilecek en kötü şeydir" diye tanımlanır. Eğitim sistemi beyinlerin heba edilmemesi için oluşturulur. Ama, gerekli özen gösterilmezse, beyinlerin heba edilmesinin bir aracı haline de gelebilir.
Eğitimde "birine uyan, herkese uyar" diye bir olgu yoktur. Her vücuda tek tip elbise dikilemez. Ama, sınıfları kalabalıklaştırdıkça, çocukların eğitim alanını daralttıkça, öğretmen başına öğrenci sayısını arttırdıkça, kaçınılmaz olarak eğitim sürecinin önemli bir unsurunu da gözardı etmiş olmaktayız.