Durum değerlendirmesi (3)

KISA dönemde, ekonomi kendi dengesini bulur yaklaşımıyla kadere razı olmak küreselleşen sermaye piyasalarında çok gerçekçi değildir.

Çünkü, ekonomi kendi dengesini bulurken, çok sert değişmeler çok maliyetli zararlara da neden olabilmektedir. Sermaye akımlarının devamına dayanan bir ekonomi politikası stratejisi risklidir.

Dalgalı kur rejiminde döviz kurlarının cari işlemler açığına bir ilaç olmadığını her halde deneyimlerimizle öğrenmiş bulunuyoruz. Arada sırada döviz kurlarının başını kaldırması, genellikle, iç ekonomik dinamikler nedeniyle değil, ekonomi dışı etkenlerle ya da dış piyasalardan kaynaklanmaktadır. Piyasaları sinirlendirerek arzulanan ekonomik dengeyi bulmaya çalışmak çok akılcı değildir. Bunun adına ‘düzeltme’ demek anlamsızdır.

BÜYÜMEDEN AÇIK VERMEK

Yabancı sermaye akımları Türkiye’yi sempatik buldukları sürece döviz kurları üzerinde aşağıya doğru baskı devam edecektir
. Cari işlemler açığının büyüklüğü şimdilik Türkiye’yi yabancıların gözünde sempatik olmaktan çıkarmamaktadır. Ama, kaşlar kalkmaktadır. Kazara, sempatik olmadığımız taktirde, yeni dengeye uyum zaten çok acılı olabilecektir.

Yabancıların gözünde sempatik kaldığımız sürece reel olarak değer kazanan Türk Lirası’nın doğuracağı sonuçlardan biri ekonomik büyümenin yavaşlaması, hatta negatife dönmesi olabilir. Ama, ekonomi büyümediği halde dahi, cari işlemler açığı devam edebilir. Son veriler, eğer gerçeği yansıtıyorlarsa, bu yönde işaretler vermektedir.

Üretimini büyütemeyen bir ekonomi nasıl artan cari işlemler açığı verebilir? Milli gelirin düşmesi ya da büyümesinin düşmesiyle vergi gelirleri göreli olarak azalacaktır. Kamu harcamaları ise göreli olarak artma eğilimine gireceklerdir. Kısacası, kamu açığı artacaktır. Özel sektör tasarruf eğilimi artmadığı taktirde, cari işlemler açığı devam edebilecektir.

Bu çeşit olumsuzlukların elbette yurt dışındaki yatırımcıları tedirgin etme olasılığı sıfır değildir. Ama, daha önce vurgulandığı gibi, yabancı yatırımcıları tedirgin ederek yeni bir ekonomik denge arayışı akılcı bir yaklaşım değildir. Kalıcı dengeleri oluşturmayı tesadüflere bırakmak ora dönemde sıkıntı yaratır.

BELİRSİZLİKLER

Yabancı yatırımcıyı tedirgin etmeden yeni bir denge oluşturmak ancak yabancı sermaye akımlarının devamı varsayımı altında belli bir noktadan sonra Türk Parası’nın reel değerlenmesini ve cari işlemler açığının artışını durdurmaktan geçmektedir
.

Bu ikisi birbiriyle ilişkili de görünse, iki hedefi de gerçekleştirmenin yolları birbirinden farklıdır. İkisi de aynı iktisadi etkenlerin sonucunda oluşabilse de, birbirinden farklı olgulardır. Yaygın kanı aksine de olsa, birini düzeltmek diğerini düzeltmek anlamına gelmeyebilir. Hatta, hedefin birini gerçekleştirmek diğerini gerçekleştirmeyi zorlaştırabilir dahi.

Cari işlemler açığının çözümü maliye politikalarından geçmektedir. Döviz kuru sorunun çözümü ise kısa dönemde Merkez Bankası’nın elini güçlendirmesiyle gerçekleştirilebilir. Çünkü, sürdürülebilir bir dengeye ulaşmaya çalışırken fiyat istikrarı hedefinden de vazgeçemeyiz. Bu konuya geçen hafta başındaki yazılarımda değinmiştim.

Önümüzde belirsizliklerle dolu bir dönem vardır. Avrupa Birliği konusundaki tedirginliklere, erken seçim gibi, iç siyasi belirsizlikler de eklendiği taktirde, bugünkü dengeyi korumak bir yana, bugünkü dengenin getirdiği kaygılarla çok faklı dengelere ulaşma olasılığı giderek yükselmektedir.

Durumu şimdi daha iyi değerlendirmek zorundayız.
Yazarın Tüm Yazıları