DÜNYANIN büyük ekonomilerinin durgunluğa (resesyon) girdiği yönünde henüz elimizde ikna edici bir data yok. Ama, birçok gösterge ekonomik büyümenin yavaşlamakta olduğu yönünde işaretler veriyor.
2007 yılının tümünde ortalama yüzde 2.2 büyüyen Amerikan ekonomisinin yapılan ilk ön tahminlere göre, yılın son üç ayında yüzde 0.6 büyüdü. Bu rakam Amerikan ekonomisindeki büyümenin hızla düştüğünü gösteriyor. Büyümedeki düşüşün 2008 yılında da devam etmesi bekleniyor.
Euro bölgesinde 2007 yılının üçüncü çeyreğinde ortalama büyüme yüzde 2.7 olmuştu. Son beş yılın ortalaması ile karşılaştırıldığında, Euro Bölgesi’ndeki büyümenin şikayet edilecek bir tarafı yok. 2007 yılının son çeyreğine ilişkin milli gelir bazında elimizde henüz bir veri yok. Yılın son ayında sanayi üretimindeki büyümenin Euro Bölgesi’nde yıl ortasındaki yüzde 3 civarındaki düzeylerden yüzde 1.3’e düştüğünü biliyoruz.
Japonya’da da ekonomik büyümenin düşmekte olduğu yönünde Japon Merkez Bankası’nın bazı gözlemleri var.
İngiltere’de 2007 yılının üçüncü çeyreğinde büyüme yüzde 3.3 oldu. Yılın son çeyrek verisini henüz bilmiyoruz. Ama, 2005 yılının ikinci çeyreğinden 2007 yılının üçüncü çeyreğine kadar ekonomik büyümede bir hızlanma olduğunu biliyoruz. 2007 yılının son çeyreğinde İngiltere’de imalat sanayi üretimi bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.7 düştü, ama bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, toplam sanayi üretimi yüzde 1.4 büyümeye devam etti.
İKİSİ BİRDEN
Uluslararası finans piyasalarındaki karışıklık, risklerin artması, likidite sıkışıklığının baş göstermesi ve varlık fiyatlarının düşme eğiliminin hızlanması ve bütün bunların ekonomik büyümedeki yavaşlamayı bir durgunluğa götürebileceği olasılığı özellikle Amerika ve İngiltere’de merkez bankalarının para politikalarını gevşetmelerinin en önemli nedeni oldu. Para politikalarının gevşemesi zaten artan enflasyon baskılarını daha da artırdı. Son veriler dünyanın büyük ekonomilerinde enflasyonun artmakta olduğuna işaret ediyorlar.
Amerika’da bu yılın ocak ayı itibariyle tüketici fiyat endeksindeki artış yüzde 4.3’e geldi. Üretici fiyat endeksindeki artış da 2007 yılının arlık ayı itibariyle yüzde 6’nın üzerinde kaldı. Euro Bölgesi’nde 2007 yılı sonu itibariyle ortalama tüketici fiyatlarındaki artış yüzde 3.1’e dayandı. Aynı dönemde üretici fiyatlarındaki artış da yüzde 4.3 oldu. İngiltere’de perakende fiyat endeksindeki artış bu yılın ocak ayı itibariyle yüzde 4.1’e çıktı.
Merkez bankaları sıkıştı kaldı. Enflasyondaki artışa bakıp para politikasını sıkılaştırmaya kalksalar, ekonomik durgunluğun tetikçisi olmaktan korkuyorlar. Ekonomik durgunluk olasılığını azaltmak için para politikasını daha da gevşetseler, enflasyonu daha da azdıracaklarından çekiniyorlar. Bunu bilen finans piyasaları da, merkez bankaları ekonomik durgunluğu öne çıkaran açıklamalar yaptıklarında ya da üretime yönelik veriler kötü çıktığında, para politikasının daha da gevşeyeceği beklentisine giriyorlar.
Merkez bankaları enflasyon riskini öne çıkardıklarında ya da enflasyon yüksek çıktığında, piyasalar para politikasının daha fazla gevşemeyebileceği kaygısına kapılıyorlar. Yapılan açıklamaların içeriğine ve yeni verilerin yönüne göre, piyasalar bir bu tarafa gidiyor, bir diğer tarafa. Piyasalardaki oynaklıklar ekonomik birimlerin daha da tutucu davranmalarına yol açıyor. Yatırım ve tüketim kararları erteleniyor.
Yakın döneme yönelik resim galiba biraz daha netleşiyor. Dünyanın büyük ekonomileri ekonomik yavaşlama (belki de resesyon) ile beraber yükselen enflasyonla bir süre yaşayacaklar. Bunun bizim gibi ülkeler için elbette bazı önemleri sonuçları da olacak .