Dünyada olup bitenler

TÜRKİYE dışında uluslararası finans piyasalarında önemli gelişmeler oluyor. Kaçınılmaz olarak Türkiye piyasaları da bu gelişmelerden etkileniyor.

Geçen hafta, piyasaların kapanmasına az bir süre kala New York Borsası çarşamba ve perşembe günleri coştu. Ardından, yine piyasaların kapanmasına az bir süre kala New York Borsası cuma günü allak bullak oldu. Amerika’da konut kredilerindeki batıklar giderek daha fazla görünür ve etkili hale geliyor.

Amerikan konut kredileri piyasasına yönelik sıkıntılar yalnızca Amerikan ekonomisi ile sınırlı değil. Avrupa ve Asya’daki bankalar da bu piyasada yatırım yapmış durumdalar. Dolayısıyla, Amerika’daki gelişmeler Avrupa ve Asya’daki finans kurumlarını da yakından ilgilendiriyor.

ALMANYA

Geçen hafta gidişatını güllük gülistanlık gösteren bir Alman bankası, IKB (Deutsche Industriebank), risklerini çok iyi idare ettiğini söylerken korkunç bir zarar açıkladı. Zararın önemli bir bölümünün Amerika’daki konut kredileri yatırımlarından kaynaklandığı söyleniyor. Banka dünyadaki faiz artırımlarına ayak uyduramamış görünüyor.

IKB’nin en önemli ortaklarından KfW ve diğer Alman bankaları kaynaklarını bir araya getirip 3.5 milyar Euro’luk bir kurtarma paketi hazırladılar. Aksi taktirde, Banka’nın batması söz konusuydu. IKB’nin su üzerine çıkan durumu doğal olarak "acaba başka hangi kurumlar sırada?" sorusunu sorduruyor.

Son yıllarda yaptığı çıkışla Almanya Avrupa Birliği’nin en hızlı büyüyen büyük ülkelerinden biri oldu. Euro’nun değer kazanmasına ve faizlerin artmasına rağmen, Almanya’nın ihracatı artıyor. İşsizlik Avrupa Birliği ortalamasının altına geldi.

Almanya emek piyasasındaki katılıkları aşmaya çalışıyor. Son dönemde, Alman çalışanlar aynı ücretle daha fazla çalışmaya razı oluyorlar. Aksi taktirde, işsiz kalacaklarının farkındalar. Çin tüm dünyadaki emek piyasalarını alt-üst ediyor, etmeye de devam edecek gibi görünüyor. İşçi sendikalarının bu konuda gösterdikleri esneklikle Almanya rekabetçi konumunu artırıyor. Ekonomisi büyüme eğilimini güçlendiriyor. Bu konuyu bir başka yazıda irdeleyeceğim.

FRANSA VE ÇİN

Fransa ise bocalıyor
. Birçok alanda çıkışlarıyla kendini dünya gündeminde tutmayı başaran Sarkozy Türkiye aleyhine yaptığı konuşmalarıyla yalnızca bizleri değil, başka alanlardaki çıkışlarıyla kendi ülkesindeki kurumları da kızdırıyor. İç sorunlarını Avrupa’nın sorunlarıymış gibi göstermeye çalışan Sarkozy Avrupa Merkez Bankası’nın istihdam ve büyümeye önem vermesini vurgularken, Fransa Merkez Bankası Sarkozy’ye sert bir yanıt verdi. Avrupa Merkez Bankası için fiyat istikrarının her şeyden önemli olması nedeniyle Euro gibi bir paranın varlığının sürdürülebilir olacağını vurguladı.

Çin yalnızca yatırım çeken bir ülke değil, küresel yatırımlar yapan bir ülke konumuna gelmeye başladı. Bu alanda henüz ciddi bir oyuncu değiller. Ama, bu yolda ilerliyorlar. Tasarruf fazlalarını yalnızca Batı ülkelerinin Hazine bonolarında değil, Bayı’da şirket alımları yoluyla da değerlendirme aşamasına geldiler. Küresel alış-verişe Çin’in de girmesiyle rekabet önümüzdeki yıllarda çok daha kızışacak gibi görünüyor.

Yarın Amerika ile devam edeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları