DÜNYA ekonomilerinin gidişatı konusunda genelde bir iyimserlik havası hakim.
Avrupa Topluluğu ekonomileri hariç diğer tüm bölge ekonomilerinden iyi haberler geliyor. Dolayısıyla, Dubai'de konuşulan konuların başında önümüzdeki dönemde ekonomik büyümeyi yaygınlaştırmanın ve kalıcı hale getirmenin yolları geliyor.
Amerikan ekonomisinde genişlemeci maliye ve para politikalarının da yardımıyla ekonomik büyümenin güçlendiği yönünde işaretler var. Japon ekonomisi son altı aydır yüzde 2'in üzerinde büyüme eğilimi içine girdi. Gelişmekte olan piyasalarda birkaç istisna dışında işler fena gitmiyor. Arjantin, Venezüella ve Uruguay ekonomileri belirsizliklerini koruyor. Ama, genelde, gelişmekte olan piyasalara sermaye akımları hızlandı.
Avrupa Topluluğu'nun (özellikle Euro bölgesinin) lokomotif ülkeleri Almanya ve Fransa'da kamu açıklarını kontrol altına alacak yapısal reformlar gecikiyor. Bu iki ülke de bütçe açığında Topluluk kriterlerini aşmış durumdalar. Ekonomik canlanmadan nasiplerini alamıyorlar. İşsizlik yüksek. Almanya, iş gücü piyasasını daha esnek hale getirecek, Fransa, sosyal güvenlik sistemini ayakları üzerine kaldıracak yapısal reformları yapmak durumunda.
BİZE DE FAYDALI
Avrupa Topluluğu'na tam üye olma yolundaki ülkeler, Polonya o kadar olmasa da, 2003 yılı içinde çok ciddi bir mali disiplin sergilediler. 2007 yılına kadar milli gelirlerinin içinde toplam borçların ve bütçe açıklarının oranlarını Avrupa Topluluğu kriterlerine, hepsi getiremese de, yaklaşacaklar.
Ekonomik büyümenin globalleşmesi konusunda riskler Avrupa Topluluğu ülkelerinin performansları, Japonya'nın mali sistemiyle petrol fiyatlarının gelecekteki seyri olmaktadır. Çünkü, petrol ihraç eden ülkelerin ekonomilerinin düzelmesinin arkasında petrol fiyatlarının son yıllarda tırmanması vardı.
Özellikle Rusya, petrol fiyatlarının artmasıyla iflas halindeki ekonomisini yeniden yüzdürebilme olanağına kavuştu. Gelecek yılın başında, Rusya'nın kredi notunun yeniden yatırım yapılabilir düzeye yükseltilmesi gündemde. Borçlanma faizlerine bakıldığında, Rusya'nın son dönemde dış borçlarına ödediği faiz kredi notunda kendisinden iki basamak daha yüksekte olan Meksika'ya eşitlenmiş durumda.
Dünya ekonomilerinde yaygınlaşan iyimserlik ve ekonomik büyümenin başlaması ve yaygınlaşması elbette Türkiye ekonomisini olumlu yönde etkileyecek bir gelişmedir. 2001 kriziyle kurlar yoluyla rekabetçi konumu artan Türkiye ihracatını yüzde 30'lara varan düzeyde artırabilme olanağına kavuşmuştu. Ekonomide sağlanan göreli istikrarla kur avantajını yitirmeye başlayan ihracat, dış talebin ve üretimde verimliliğin artmasıyla belli bir büyüme eğilimini sürdürebilme olanağına kavuşabilecektir.
RİSKLER
Global ekonominin sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme eğilimini devam ettirebilmesi için çözüm her yerde olduğu gibi kamu açıklarının azaltılması ve bu yönde yapısal reformların yapılmasına bağlıdır. Amerikan ekonomisinin genişleyici maliye ve para politikalarıyla büyümesi ileriye yönelik bir risk teşkil etmektedir. Dış dengede artan açıklar da büyümenin kalıcılığını olumsuz etkileyen bir başka etkendir.
Gelişmekte olan piyasalarda, döviz rezervlerinin artmasıyla ekonomi politikalarında olabilecek olası gevşeklikler için siyasetçilere bir manevra alanı veriyormuş gibi bir izlenim veriyor. Halbuki, içinde yaşanan ortamda, artan döviz rezervlerine güvenerek rehavete kapılmak kalıcı büyümeyi sağlamanın önündeki en büyük risk gibi görünmektedir.