Döviz kurları nereye gidiyor

DOLAR kuru geçen yılın mayıs ayı başında 1.31 YTL düzeyine gelmişti. Mayıs ve haziran aylarında uluslararası piyasalarda yaşanan çalkantıyla 1.70 YTL’ye kadar tırmandı. Euro kuru 2.00 YTL’yi geçti. Enflasyon yeniden çift haneli oldu.

Biraz geç de olsa, Merkez Bankası para politikasını sıkılaştırdı. Birden fazla hamleyle kısa vadeli faizleri artırdı. Aynı zamanda uluslararası piyasalardaki çalkantı durdu. Gelişmekte olan piyasalar yeniden uluslararası yatırımcıların gözdesi oldu.

DÜŞER AMA ÇOK YÜKSELMEZ

Türkiye’de bu yıl iki seçim yaşanacak olması
ve cari işlemler açığının boyutu göz önüne alınarak Türkiye ekonomisine yönelik risklerin yüksekliği, bu köşede de dahil olmak üzere, birçok yerde vurgulandı. Ama, uluslararası yatırımcılar bu risklerin hiçbirine aldırmadılar. En azından şimdiye kadar aldırmadılar.

Sonuçta, döviz kurları yeniden düşüşe geçti. Bugünlerde dolar kuru 1.35 düzeyine geldi. Son bir yıl içinde dolar kurunun gördüğü en düşük düzeye yaklaştı. Bu arada dolar uluslararası piyasalarda Euro’ya karşı da düştü, ama buna çok aldıran yok. Kurlar yaklaşık aynı düzeye geldi, ama enflasyon yüzde 3-4 civarında yukarıda kaldı. Nerdeyse, her şey aynı yere gelirken, elimizde daha yüksek enflasyon kaldı.

Bu dönemde Merkez Bankası’nın düşen döviz kurlarına pek seyirci kaldığı da söylenemez. Merkez Bankası 3-4 aydır her gün 15 milyon doların üzerinde döviz alımı yapıyor. Ama, kurlar düşmeye devam ediyor. Merkez Bankası’nın daha fazla döviz alması daha fazla YTL yaratması anlamına gelip enflasyon görünümüne olumsuz etki yapacaktır. Dolayısıyla, enflasyon hedeflemesine odaklanıp hedeften bu denli uzak olan bir merkez bankası açısından döviz kurlarına yapılacak fazla bir şey yoktur.

Aksine, her hangi bir nedenle döviz kurlarında bir yükselme eğilimi oluştuğunda, Merkez Bankası’nın geçen yaz başına göre çok daha çabuk ve çok daha kararlı bir biçimde döviz kurlarının yükselmemesi yönünde müdahale etmesi söz konusu olabilecektir. Çünkü, Merkez Bankası’nın enflasyon konusunda yanlış yapma lüksü (hata marjı) kalmamıştır. Kurlar bir daha fırlarsa, yeniden geri gelebilir, ama enflasyon bundan yüzde 3-4 puan yukarı gider. Her kur fırlaması enflasyonda bir tortu bırakır. Galiba, bu gerçek idrak edildi.

Durumun böyle olması Merkez Bankası’nın kurlar düşmesin diye doğrudan döviz piyasasına müdahale yapmayacağı anlamına gelmez. Ama, uluslararası piyasalardaki genel eğilim devam ettiği sürece, enflasyonu tehdit etmeyecek boyutlardaki doğrudan müdahaleler de bir sonuç vermeyecektir. Döviz kurları tatlı bir biçimde düşmeye devam edecektir.

FARKLI YAKLAŞIMLAR

Kısacası, olumlu uluslararası konjonktürde döviz kurları düşmeye devam edecek, uluslararası konjonktür olumsuza dönüp enflasyonu yeniden tehdit edecek boyutlarda kurlar üzerine baskı yarattığında, Merkez Bankası döviz kurlarının yükselmesine izin vermeyecektir.

Bu gerçekten yola çıkarak döviz kurlarının düşüklüğünden şikayetçi çevreler tarafından enflasyon hedefinin yükseltilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır. Bu yaklaşım açıkça düşük enflasyonla yaşamaya karşı bir muhalefettir. Yanlıştır. Bu noktaya gelene kadar çekilmiş sıkıntıların heba edilmesidir.

Merkez Bankası’nın gerçekleştirmesi neredeyse olanaksız bir hedef çerçevesinde çalışmasını önleyip "itibar erozyonu" yaratılmaması için enflasyon hedefinin değiştirilmesini öneren iktisatçılar da vardır. Bu iki yaklaşım birbirine karıştırılmamalıdır. Birincisi, fiyat istikrarını gerçekte dışlamak anlamına gelirken, ikincisi, Merkez Bankası’nın itibarının güçlendirilerek fiyat istikrarına ulaşmayı kolaylaştırmayı hedeflemektedir.
Yazarın Tüm Yazıları