Dış piyasalar iyiyse biz de iyiyiz

DIŞ piyasalarda son dört yıldır yaşanan istikrar son aylarda önemli ölçüde bozuldu.

Dış piyasalar üç gün iyi oluyor, iki gün bozuluyor. İyi olup olmamaları büyük ölçüde gelişmiş ülkelerden gelen haberlere bağlı.

Enflasyonla mücadeleye yönelik olarak Amerika’da faizler belli bir düzeye gelene kadar piyasalar tepki vermedi. Ama Amerika’da kısa vadeli faizler yüzde 4’ü geçtikten sonra kaygılar başladı. Piyasalar Amerika’dan gelen haberlere odaklanmaya başladı. Enflasyon yüksek çıktığında, piyasalar faizlerin daha da artmasından korkarak daha fazla tedbirli olmaya başladı.

Ardından, artan faizlere tepki olarak Amerikan ekonomisinin çok hızlı bir biçimde durgunluğa gireceği beklentileri oluşmaya başladı. Bu kez de, dünya ekonomilerinin alt-üst olma olasılığının artacağı beklentisiyle piyasaların sinirleri bozulmaya başladı. Amerikan ekonomisindeki üretim ve ev satışları verileri yakından izlenir oldu.

DEVAMI OLACAK

Öyle anlaşılıyor ki, enflasyon verileri kötü çıktığında, ’Amerikan Merkez Bankası (FED) faizleri artırır mı’ diye piyasalar telaşlanacak, üretim rakamları kötü çıktığında ise, FED’in faizleri artırma olasılığı düşecek. Ama bu kez, ’Amerikan ekonomisi hızlı bir durgunluğa girer mi’ diye kaygılanılacak. Büyük bir olasılıkla, Amerika’dan gelen ekonomik veriler enflasyon ile durgunluk arasında çelişen izlenimler vererek önümüzdeki dönemde piyasalar kaygı duymaya devam edecek.

Piyasaların kaygısının asıl kaynağı gelişmekte olan mali yatırımların çok önemli bir boyuta gelmiş olmasıdır. Gelinen noktada, alınan risklerden korkulmaya başlanmıştır. Ama daha iyi bir alternatif de olmadığından, korku içinde alınan risklerden kolayca çıkılamamaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde yapılan mali yatırımlarda getiriler hala çok iyidir. Hatta, uluslararası piyasalarda kaygılar arttıkça gelişmekte olan ülkelerdeki getiriler daha da iyileşmektedir.

Amerika dışında, diğer gelişmiş ülkelerde de belirsizlikler vardır. Örneğin, Avrupa’da Almanya ekonomisi eskiye göre daha iyi gibi görünmektedir, ama Fransa iyi değildir. Yine de Almanya ekonomisinden gelen haberler Avrupa Merkez Bankası’nı enflasyon baskılarıyla mücadelesinde elini güçlendirmektedir. Büyük bir olasılıkla Avrupa’da faizler artmaya devam edecektir. Aynı şekilde Japonya’da da para politikası daha sıkılaşacakmış gibi görünmektedir.

BAROMETRE

Sorun, gelişmiş ülkelerde para politikasının sıkılaşıp faizlerin artma olasılığından çok, para politikasının ileride nasıl bir şekil alacağı ve bunun olası etkileri konularındaki belirsizliklerden kaynaklanmaktadır
. Uluslararası piyasaların sinirlerini asıl bozan bu olgudur.

Son günlerde FED’in faizleri artırmayacağı beklentisi yaygınlaştı, piyasaların morali düzeldi. Bunun etkilerini Türkiye’de de çok açık bir biçimde görüyoruz.

Uluslararası piyasalarda dolar yükselip altın ve petrol fiyatları düştüğü (üç olgunun aynı anda olması) sürece işer iyi gidiyor demektir. Petrol ve altın fiyatları yükselip dolar değer kaybettiğinde, kaygılanmaya başlamalıyız. Çünkü, dış piyasaların barometresi bu oldu. Dış piyasalar iyiyse, biz de iyiyiz demektir. Böyle olduğunda, şimdiye kadar yaptığımız gibi, kendimize özgü sorunların çözümünü bir süre daha erteleme olanağımız olacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları