DÜNYADA iletişim ucuzluyor. Ucuzluk Türkiye’ye de yansıyor. Ama, iletişim ucuzladıkça, devlet, iletişim üzerindeki vergileri artırarak Türkiye’de iletişimin dünya ile aynı paralelde ucuzlamasına izin vermiyor.
İletişim Türkiye’de lüks bir tüketim olarak algılanmaya başlandı. Öyle olmasa, cep telefonu hattında bu denli yüksek vergiler olmazdı. İletişimi lüks olarak görmenin ekonomik ve sosyal maliyetleri var. Her şeyden önce, iletişimi pahalı yapmanın tüm ekonomide rekabeti etkileyen olumsuz sonuçları var.
KAPSAMA ALANI
İletişimi pahalı yapma konusunda devletin işlevi vergi koymakla kalmıyor. Devletin tekel olduğu alanlarda, fiyat yoluyla da iletişim pahalı tutuluyor. Bir süre önce, sabit hat telefonlarda rekabet getiriliyor diye uzun mesafeli hatlarda özel girişimin faaliyet göstermesine izin verildi. Her türlü sabit telefon iletişiminde tekel olan Türk Telekom rekabete açılan uzun mesafeli hatlarda fiyatları düşürdü, tekel konumu devam eden kısa mesafeli hatlarda fiyatları şişirdi.
Uzun mesafeli hatlarda rekabet diye bir şey kalmadı. Kısa mesafeli hatlarda ise tekel konumu nedeniyle Türk Telekom daha fazla kazanmaya başladı. Bu komik duruma hiç kimse sesini çıkaramadı. Herhalde, Telekomünikasyon Üst Kurulu durumdan vazife çıkarmadı. Durumdan vazife çıkarması gereken Rekabet Kurulu ise, devlet şirketlerinin rekabet otoritesinin kapsama alanı dışında tutulduğundan, kamuoyu önünde sessiz kalmayı tercih etti.
Türk Telekom’un özelleştirilmesinden sonra durumun değişip değişmeyeceğinden çok emin değilim. Çünkü, Türk Telekom’u alan şirket hukuken belli bir süre şirketin işletmecisi olarak görülecek. Şirketin hukuki sahibi devlet olmaya devam edecek. Devlet şirketleri rekabet otoritesinin kapsamı alanı dışında tutulduğuna göre, devletin kiracısı da Rekabet Kurulu’nun kapsamı alanı dışında mı kalacak? İlginç bir dönem yaşayacağız.
İLETİŞİM PAHALI
Türk Telekom yeni bir uygulamaya başlıyor.Sabit hat üzerinden gerçekleştirilen hızlı internet ulaşımının (ADSL) hızını artırıyor.Hızı iki misline çıkarıyor, ama fiyatı da ikiye katlıyor. Dünya uygulamasında, ulaşım hızı arttıkça fiyat aynı oranda değil, çok daha az artıyor. Acaba, Türkiye’de başka bir teknoloji mi söz konusu?
Teknoloji aynı. Farklı olan, Türkiye’de bu servisi veren şirketin devlet tekeli konumunda olmasıdır. Sorunun nedeni de, sonucu da Türk Telekom’un tekel konumunda olup rekabet otoritesinin kapsama alanı dışında tutulmasıdır. Komiklik, normalde rekabet şartları içinde çalışması gereken bir şirkete devletin gelir getiren bir kaynak olarak bakmasından kaynaklanmaktadır.
Tekel konumunu kullanarak devletin iletişimi pahalı yapması bir anlamda iletişim özgürlüğü önünde bir engel olarak kabul edilebilir. Konunun bu yanı daha çok hukukçuları ilgilendirir. Ama, sosyolojik ve ekonomik boyutları işin vahim taraflarından biridir. Bu çeşit uygulamalardan eğitim olumsuz etkilenmektedir. Şirketler olumsuz etkilenmektedir. Toplum olumsuz etkilenmektedir.
Dünyanın kaç ülkesinde internet erişimi için bireylerin ayda 80 dolara yakın maliyet üstlendiğini araştırmak gerekiyor. Galiba, bu maliyetlerle internet kullanmaya çalışan Türkiye’den başka bir ülke bulmak giderek zorlaşıyor. Vergi dışında dolaylı yollarla vergilendirmeye kamuoyu haklı olarak isyan ediyor.