ÇOĞU kez, deneyim nasihatten çok daha etkili olur. Galiba, Merkez Bankası ile fazla oynanmayacağını da deneyimlerimizle öğreneceğiz. Çünkü, verilen nasihatlerin çıkış noktasını toplum olarak anlayabilmiş değiliz. Genellikle, toplumun anlayamadıklarını hükümetlerin anlaması zaman alır.
Çocukluğumda sobalı bir evde otururduk. Kış aylarında sobanın yanında oynarken, annemin devamlı "sobaya yaklaşma yanarsın" uyarılarına kulak asmazmışım. Annemin bu yoldaki konuşmalarından sıkılan babam bir gün elimi alıp sobaya değdirmiş ve sobanın ne denli sıcak olduğunu anlamışım. Bir daha da sobanın yanına yaklaşmaz olmuşum.
ATAMALAR
Merkez Bankası’na Başkan ve Başkan Yardımcıları atanmasını önce çok küçümsedik. Konu küçümsendikçe, olumsuzluklar dalgalar halinde yayılmaya başlandı. Süreçte, hem kurum hem de adı geçen kişiler yıpranıyor, yıpratılıyor.
Çeşitli nedenlerle hükümetin Başkan adayını Cumhurbaşkanı beğenmemiş olabilir. Bu olasılığa karşı, Başbakan hükümetin adayını Cumhurbaşkanı ile baş başa görüşmesinde gündeme getirir. Gereken onay kapılı kapılar ardında alınır.
Merkez Bankası’na Başkan olacak kişi siyasi polemiklerin içine çekilmemelidir. Kamuoyu önünde, Merkez Bankası atamaları hükümet ile Cumhurbaşkanı arasında olabilecek fikir ayrılıklarının konusu yapılmamalıdır. 1983 yılı sonunda iktidara gelen hükümet de böyle bir yanlış yapmıştı. Bir daha aynı yanlış tekrarlanmadı. Kaldı ki, o dönem bugünkünden çok farklıydı.
Yeni yasaya göre, Başkan Yardımcılarının atamaları görevdeki Başkan’ın önerisiyle oluyor. Anlaşıldığı kadarıyla, boş başkan yardımcılıkları için vekaleten Başkan olan kişi önerilerde bulunmuş. Büyük bir olasılıkla, bu nedenle de başkan yardımcılıkları için gösterilen adaylar da kabul görmedi. Yani, "vekilin asilin tüm yetkilerine sahip olması" ilkesi kabul görmedi.
Çalışacağı kişileri kendi seçmesi açısından, yeni Başkan’ın böyle bir öneri yapması beklenebilir. Ama, merkez bankacılığı açısından bu da çok sağlıklı değildir. Başkan, Başkan yardımcılıkları için öneri yapmalıdırlar, ama vekil de asil kadar yetkili olmalıdır. Hükümetler kendinden önceki hükümetlerin atadığı Merkez Bankası Başkanı ile çalışmak zorundadırlar. Aynı şekilde, Başkan da, kendinden önce atanan Başkan Yardımcıları ile çalışmak zorundadır. Konunun hassasiyeti bunu gerektirir.
Para politikası oluşumunda herkesin Başkan gibi düşündüğü bir ortamın yaratılması da Merkez Bankası’nın bağımsızlığına gölge düşüren unsurlardandır. Para politikasında icraatın inanılırlığı ve güvenilirliği farklı seslerin aynı şarkıyı söylemesiyle oluşturulabilir. Aksi taktirde, para politikası istila edilmiş demektir. İtibarı kalmaz.
BAKIŞLAR SETLEŞİYOR
Merkez Bankası’nın üst yönetimine atamalar kritik bir noktaya gelmiştir. İlgili ya da ilgisiz tüm çevreler bu noktaya odaklanmış görünmektedir. Konu, farklı çevrelerce farklı alanlara çekilmektedir. Bunun maliyeti ekonomiye çıkacaktır.
Fazla zaman kaybetmeden, Cumhurbaşkanı ile hükümet baş başa verip kapılı kapılar ardında bir aday üzerinde uzlaşmalıdırlar. Kararname trafiği ile bu soruna çözüm bulmaya çalışmak giderek sobanın yakabileceğini kavrayamayan çocuğun şımarıklığı ile kendimizi ateşe atma anlamına gelmektedir. Bir yara açılmıştır. Fazla kaşımayalım, kanar.
Ekonomik birimlerin bakışları giderek sertleşmektedir.