Büyümeye devam

MALİ piyasalar büyümecidir. Ekonomi büyüdükçe mali piyasalar sevinir, moralleri yükselir. Reel sektör tabiatı icabı zaten büyümecidir. O nedenle onlardan bu konuda fazla söz etmek gerekmez.

Ekonomi büyüdükçe mali sektör özellikle kredi risklerinin azaldığını düşünür. Varlık fiyatlarının yükseleceğini bekler. Sonuçta, ekonomik büyüme mali sektörün canlılığının ve karlılığının besinidir. Dolayısıyla, büyüme haberleri mali sektörde sevinçle karşılanır.

Ekonomik büyüme, mali sektör açısından, ekonomi politika yapıcılarının takibine alındığında sorun yaratır. Örneğin, enflasyon baskılarının artması nedeniyle Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faizleri artırarak ekonomiyi soğutmaya çalışması dönemlerinde yüksek büyüme mali sektör açısından kaygı verici olabilir. Çünkü, FED faizleri artırabilir. Faizler arttığında, varlık fiyatları düşebilir, kredi riskleri artabilir. Böyle durumlarda, büyüme haberleri kaygı vericidir. Böyle durumlarda, büyümenin yavaşlaması sevinçle karşılanır.

BÜYÜME DÜŞEBİLİR

Türkiye’de de son günlerde çok tartışılan cari işlemler açığının yüksekliğinin ekonomik büyümeden kaynaklandığı bilinmektedir. Cari işlemler açığının ekonomik istikrar açısından giderek daha fazla risk oluşturduğu yönündeki kanı yayılmaktadır. Bu durumda, ekonomik büyümenin düşmesi cari işlemler açığının büyümesini de dizginleyeceği beklentisiyle "iyi haber" olarak algılanmaya başlamıştır.

Ağustos ayında sanayi büyümesi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4.8 arttı. Elektrik üretimini dışarıda bıraktığımızda, aslında, imalat sanayi üretimindeki artış aynı dönemde yüzde 4 oldu. Beklentilere göre, bu büyüme rakamı düşük kaldı. Dolayısıyla, mali sektör bu haberi olumlu olarak aldı. Cari işlemler açığının büyümesinin dizginlenmesi olasılığının arttığı düşünüldü.

Gerçek ise biraz daha farklı. Ekonomi hala büyüyor. Büyük bir olasılıkla, bu yılın ortalama büyümesi geçen yıldan daha düşük olacak. Geçen yıl ortalama yüzde 7.6 büyümüştük. Bu yıl yüzde 6 civarında büyüyeceğiz. Ama, ekonomik büyümenin yüzde 7.6’dan yüzde 6’ya düşmesi derdimize deva olabilecek nitelikte değildir. Bu yılın haziran ayı itibariyle ortalama on iki aylık milli gelir büyümesi yüzde 8.3 olduğuna göre, ekonominin yılın ikinci yarısında geçmişe göre çok daha düşük bir büyüme eğiliminde olacağı tahmin edilmektedir. Bu beklenti dahi biraz abartılı olabilir.

İTHALAT DÜŞMEZ

Haziran-ağustos dönemindeki üç ayda imalat sanayi büyümesi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7.8 oldu. Geçen yıl aynı dönemde imalat sanayi yalnızca yüzde 1.5 büyümüştü.

Kısacası, ithalat talebinin en önemli kaynağı olan imalat sanayi üretimi büyümeye devam ediyor. Büyüme azalacaksa, azalmanın önemli bir bölümü hizmetler sektöründen ve özellikle inşaat sektöründen gelecektir. Bu konuda da elimizde rakamsal veriler henüz yoktur.

Ağustos ayı üretim verileri cari işlemler açığının gelecek dönemde daha makul düzeylere gelebileceği konusundan bir ipucu taşımamaktadır. Görünen o ki, çalkantılara, dalgalara ve yüksek faizlere rağmen, büyümeye devam ediyoruz. Büyüme devam ettikçe, ithalatın ve dış ticaret açığının artış hızı düşebilir, ama ithalat ve dış ticaret açığı düşmez.
Yazarın Tüm Yazıları