OCAK ayı dış ticaret verileri ileriye dönük gelişmeleri tahmin etmeye yardımcı olacak nitelikte değiller. Ocak ayındaki uzun bir bayram tatili ve karlı günlerin fazlalığı nedeniyle hem ihracat hem de ithalat rakamları yanında üretim rakamları da genel artış eğilimlerini büyük ölçüde yansıtmıyordur diye düşünülebilir. Yine de, dış ticaretin yapısındaki değişmeler konusunda bazı bilgileri derleyebiliriz.
İthalat artmaya devam ediyor. On iki aylık bazda, bu yılın ocak ayı itibariyle, ithalat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19 artarak 117 milyar doları geçti. Aynı dönemde, ham petrol ithalatı dolar bazında yüzde 43’e yakın artarak 8.8 milyar dolara yaklaştı. Ama, ithalat artışının ardındaki temek dinamiği petrol fiyatları artışına bağlamak çok doğru bir yaklaşım değildir.
Ham petrol ithalatı hariç ara malları ithalatı on iki aylık bazda bu yılın ocak ayı itibariyle 73.1 milyar dolar olmuştur. Geçen yılın aynı dönemine göre artış yüzde 17 civarındadır. Petrol hariç ara malları ithalatı geçmişe göre daha az artmaktadır, ama artış hızı hala dikkat çekicidir.
TÜKETİM
Ara malları ithalatındaki artışın büyük bir bölümü üretim artışından kaynaklanmaktadır. 2003 yılının başı ile 2005 yılı ortasına kadar olan dönemde ara malları ithalatı hem üretim artışı hem de üretimde giderek daha fazla ithal ara malları kullanılması (ikame) nedeniyle daha hızlı artıyordu.
2005 yılının ikinci yarısından itibaren ithal ara malı kullanımına kayışın sonuna gelinmiş görünüyor. Ara malları ithalatının büyük bir bölümünün geçen yılın ikinci yarısından sonra çok büyük ölçüde üretim artışından kaynaklandığı anlaşılıyor.
İthalat artışını kontrol etmeye yönelik önlemler Türkiye’de her zaman tüketim malları ithalatının caydırılması olarak algılanmıştır. 2002 yılından sonra artan ithalatı frenlemeye yönelik de böyle bir tavır alınmıştır. Doğal olarak, bu çeşit önlemler ithalatın rakibi durumundaki yerli üreticilere destek olmanın dışında ithalat artışını durdurmaya yönelik olarak hiçbir işe yaramamıştır.
Türkiye ağırlıklı olarak tüketim malları ithal eden bir ülke değildir. İthalatın ne hızlı arttığı dönemlerde dahi, tüketim malları ithalatının toplam ithalat içindeki payı yüzde 14’ü geçmemiştir. Bu oran 2005 yılının tümünde yüzde 12 olmuştur. Ocak ayında ise yüzde 10.4’dür. Ülke ekonomisinin gelişimine paralel olarak, ilerideki yıllarda tüketim malları ithalatının toplam ithalat içindeki payının artmasını beklemeliyiz. Unutmayalım ki, ihracatımızın yüzde 50’sine yakın bir bölümü tüketim mallarıdır.
YATIRIM VE ÜRETİM
Ülkedeki yatırım ortamına paralel olarak yatırım malları ithalatının toplam ithalat içindeki payı değişiklikler göstermektedir. Örneğin, 2004 yılı içinde yatırım malları ithalatının toplam ithalat içindeki payı yüzde 18’i aşmıştır. Geçen yılın bütününde bu oran yüzde 17.5 civarında gerçekleşmiştir. Yıl sonuna doğru yatırım malları ithalatının payında belirgin bir artış gözlenmiştir.
İthalat artışının ardında iki önemli neden yatmaktadır: yatırım ortamının olumlu olması nedeniyle artan ithal yatırım malı ihtiyacı ve üretim artışından kaynaklanan ithal ara malları talebi. Hal böyle olunca, dış ticaret ve cari işlemler açıklarını azaltmaya yönelik girişimler kısa dönemde ekonomik büyümeden fedakarlığı göze almak zorundadır.
"Yılda yüzde 5 büyümek yetersizdir, cari işlemler açığı tehlikelidir" gibi söylevler, kulağa hoş gelse de, çok fazla anlam ifade etmezler.