Bütçe iktisadi ve siyasi konjonktür arasında sıkışacak

2002 yılından bu yana bütçe hedeflerinin içinde kalındı. Hatta, bütçe giderleri toplam ödeneklerin altında kaldı.

Bütçe gelirleri hedefleri aştı. Sonuçta, son beş yıldır bütçe açıkları hep hedeflenenden daha düşük gerçekleşti.

Bütün bu gelişmelerin en önemli unsuru faiz harcamalarının tahminlerin ötesinde düşen faiz oranlarına paralel olarak hızla düşmesiydi. Ama, hükümetin uyguladığı bütçe disiplinin de bu gelişmelerde katkısı olduğunu vurgulamamak haksızlık olacaktır. Kamu sektörünün toplam borçlanma ihtiyacı son dört yıldır küçümsenmeyecek boyutlarda düşürülmüştür. Kendini besleyen bir süreç içinde faizler de hızla düşmüştür.

BİRAZ SEÇİM EKONOMİSİ

2007 bütçesi hükümetin işini zorlaştıracaktır. Her şeyden önce, geçmişte yaşanan faiz harcamalarının beklenenden hızlı düşmesi olgusu artık ortadan kalkmıştır. Aksine, faiz harcamaları planlananın ötesinde artmaya başlamıştır. Enflasyonun da hedeflenenin üzerinde gerçekleşmesi, bütçenin harcama hedeflerinin içinde kalabilmek için devletin alım gücünü azaltan bir unsur haline gelmiştir.

İktisadi konjonktür kamu sektörünün tasarruflarının daha da artırmasını gerektirmektedir. Özel sektörün tasarruf dengesinde giderek daha fazla açık vermesiyle, kamu sektörünün tasarruf dengesinde daha az açık vermesini, hatta açığının fazlaya dönüştürmesini gerekli kılmaktadır. Aksi taktirde, Türkiye ekonomisi toplam iç tasarruf açığı artacak, daha fazla dış tasarruflara ihtiyaç duyacaktır. Kısacası, ekonominin kamu sektörü yoluyla soğutması gerekmektedir. Maliyetinin altında mal ve hizmet üreten kamu kuruluşlarının fiyatlarına zam yapılmalı (özellikle elektrik fiyatına zam kaçınılmaz gibi görünmektedir), harcamalar daha da kısılmalı ve olanağı varsa, vergi tahsilatı artırılmalıdır. İktisadi konjonktür bunu zorlamaktadır.

Siyasi konjonktür ise tam tersini söylemektedir. 2007 yılı seçimler yılıdır. Önce, yılın ilk yarısında siyasi gerginlik yaratma olasılığı düşünülen Cumhurbaşkanı seçimi yapılacaktır. Ardından, yılın ikinci yarısında genel seçimler gerçekleşecektir. Her ikisi de hükümetin arkasındaki kamuoyu desteğini artırmaya yönelik işleri yapmasını gerektiren olaylardır. İhtiyaç duyulan gerekli desteğin nitelikleri farklı da olsa, iktisadi alanda sevilen işler yapan (popülist olan) bir hükümetin eli her iki seçim için de güçlenmiş olacaktır.

2007 yılında "seçim ekonomisi" uygulaması kaçınılmazdır. Sorun, seçim ekonomisi uygulamasının ekonomik dengeleri derinden sarsıp sarsmayacağıdır. Gelinen noktada, bütçe uygulamasının geçmişe göre bazı farklar gösterebileceğini kabullensek de, ekonomik dengeleri temelden sarsacak uygulamaların olasılığı yok denecek azdır.

İNANDIRICILIK

Bütçe ve kamu dengesi üzerindeki bir diğer kısıt IMF ile yürürlükte olan standby düzenlemesidir
. Doğal olarak, IMF, iktisadi konjonktür paralelinde 2007 yılı bütçesinin ve kamu kesimi dengesinin hazırlanmasını talep edecektir. Büyük bir olasılıkla, siyasi konjonktürün etkileri bütçe ve kamu kesimi dengesinin hazırlanmasında değil, uygulamada kendini hissettirecektir.

2007 yılı bütçesi ve kamu dengesi hesapları bu hafta içinde Meclis’e verilecektir. Meclis’e gönderilecek rakamların siyasi açıdan sevimli olması beklenemez. Siyasi olarak puan getirici olabilecek gelişmeler 2007 yılı içinde görebileceğimiz uygulamalar olacaktır. Bu açıdan, 2007 yılı bütçesi ve kamu dengesinin inandırıcılığı geçmiş yıllara göre daha düşük olacak gibi görünmektedir.
Yazarın Tüm Yazıları