YAZILARIMI yakından takip eden bir okurum hatırlattı. 18. yüzyıl Avrupa’sında entelektüel hayatın en önemli kadınlarından biri, Gabrielle Emilie de Chátelet 300 yıl önce bu hafta doğmuştu.
Karanlık Avrupa’da entelektüel çevrelerde yer bulamayan kadınlar daha sonra onun açtığı yolda hızla ilerleme olanağı buldular.
1706 yılında Paris’te doğdu. Kızların okuyup gelişmesinin önemli olmadığı, önemli olanın iyi bir eş bulmak için kızların hazırlanması gerektiğinin düşünüldüğü karanlık bir Avrupa’da yolunu bulmaya çalıştı. Hırsı ve kabiliyetlerinin karşısında duramayan asilzade babasının yardımıyla iyi bir eğitim aldı.
Kısa sürede İngilizce, Latince ve İtalyanca öğrendi. Matematik dersleri aldı. Lisana ve matematiğe olan yatkınlığı şaşırtıcı boyutlardaydı. O dönemin Avrupa’sında birçok kızın yaptığı gibi, aile baskısından kurtulmanın yolu olarak 19 yaşında kendinden oldukça yaşlı olan Marquis Florent du Chátelet ile evlendi. Bir çocuğu oldu, ama mutlu bir evliliği olduğu söylenemez. Yine de, evlilik ona yeni olanaklar açmıştı.
VOLTAIRE ETKİSİ
Eşinin vali olmasının yardımıyla Paris sosyetesinin renkli simalarından oldu. Voltaire ile tanıştı. Uzun süren bir beraberlikleri oldu. Voltaire ile bir malikaneye taşındı. Beraber çalışmalar yaptılar. Kiliseyle devletin ayrılması ve devletin gücünün sınırlanması ihtiyacı gibi konularında Avrupa’nın aydınlanmasına katkılar yaptılar.
Tarihçiler Chátelet’nin Voltair’den çok şey öğrendiğini vurgulamakla birlikte, Voltaire’in de du Chátelet’den çok şey öğrendiğini yazarlar. Özellikle matematik alanında Voltaire’in gelişmesine çok büyük katkılar yaptığı söylenir.
"Tabiat Üzerine Tezler" adlı kitabı 20 yaşındayken kız olduğu için giremediği Fransız Bilimler Akademisi’nden birincilik ödülü alamadı. O yıl büyük ödülü Euler almıştı. Ama, Chátelet’nin kitabı yeteri kadar önemli görülmüş ve Akademi tarafından basılmıştı.
Chátelet’nin en önemli eserlerinden biri Newton’ın Principia kitabının Fransızca’ya tercümesidir. Fransızlar uzun yıllar Newton’ı Chátelet’nin bu çevirisinden öğrenmişlerdir. Kitabın önsözünü Voltaire yazmıştır. Fransız entelektüel hayatına Chátelet’yi tanıtan da zaten Voltaire’dir.
Kadınların aşağılandığı bir dönemde Chátelet’nin Avrupa düşünce hayatına katkıları küçümsenemez. Kadınları aşağılamasıyla da ünlü Immanuelle Kant’a göre, "Chátelet’yi büyük bir düşünür olarak hayal etmek bir kadını sakallı hayal etmek kadar mantıksızdır." Belki çok büyük bir düşünür değildi, ama büyük bir mücadele kadınıydı.
GENÇ ÖLDÜ
Çok renkli bir kişiliği olan Chátelet sınır tanımayan bir kadındı. Zamanın beğenilen şairlerinden Jean-François de Saint-Lambert ile evlilik dışı ilişkisinden hamile kaldı. Voltaire sayesinde, eşini, çocuğun kendisinden olduğuna zorla ikna edebildi.
Yaşı kırkı geçmiş bir kadının çocuk doğurması o dönemde intihardan farksız değildi. Öleceğini biliyordu. Voltaire’in söylemiyle, "öleceğine kızmıyordu, ama daha gitmeye hazır olmadığı için hayal kırıklığı içindeydi." Çocuğunu doğurdu ve öldü. Bir süre sonra çocuk da öldü. Kırk üç yaşında öldüğünde daha bitiremediği eserleri vardı.
Vasiyeti üzerine cenazesinde yalnızca üç kişi katıldı: Eşi, sevgilisi ve Voltaire.
İlgileneler benim "Kadın Matematikçiler" (Remzi Kitabevi, 2004) kitabındaki Chátelet bölümüne ve David Bodanis’in "Passionate Minds" kitabına bakabilirler.