Bir sorunun çözümü bir başka sorunun kaynağı olabilir

2007 yılı ekonomik programın en önemli hedeflerinden biri, enflasyonu orta dönemli hedefe yaklaştırırken, cari işlemler açığının yükselmesini dizginlemek olacaktır.

Hem enflasyonu, artık orta dönemli hedef denilen yüzde 4’e yaklaştırmak hem de cari işlemler açığının dizginlenmesi bazı kaçınılmaz çelişkilerin daha da su yüzüne çıkmasına neden olabilecektir. Bazı tedbirlerin de beraberinde gelmesi gerekmektedir.

Cari işlemler açığı sorunun en önemli kaynağı artan ithalattır. İthalatın artması yurt içinde fiyat artışlarını dizginleyen bir unsurdur. İthal mallarıyla rekabet halindeki yurt içindeki üretim gelişigüzel fiyatları artıramamaktadır. Aksi taktirde, yurt içi üretim yurt dışından ithalat yoluyla rekabetçi olmaktan çıkmaktadır.

İthalatın artışı yurt içindeki fiyatlandırmayı disiplin edicidir. Enflasyonun düşürülmesine ve kontrolüne yardım eden bir olgudur. Cari açığın kontrolünü hedefleyen ekonomi politikaları doğal olarak ithalat artışını frenlemeye yönelik olacaktır. O halde, ithalattan gelen "enflasyonu dizginleme" işlevi bir anlamda azalacaktır. Buna karşılık, iç talep kısılmasının enflasyon üzerinde olumlu katkısı söz konusu olacaktır.

KUR BASKISI

Konunun bir de finansman (parasal) boyutu vardır. Cari işlemler açığı, uluslararası sermaye akımları yoluyla gelen dövizlere ek talep yaratan bire olgudur. Yani, ülkeye giren fazla dövizlerin bir kısmı cari işlemler açığı yoluyla yurt dışına yapılan harcamalara dönüşür. Gelen dövizlerin tümü ülkede kalmaz. Dolayısıyla, uluslararası sermaye akımları yoluyla gelen dövizlerin döviz kurları üzerinde düşürücü baskısı cari işlemler açığı yoluyla bir miktar hafifletilmiş olur.

Yurt içine gelen dövizlerin bir bölümü özellikle ithalatın finansmanına yöneliktir. Dolayısıyla, ithalatın azalmasıyla bu çeşit girişlerin de göreli olarak azalması beklenebilir. Ama, cari işlemler açığının azalmasının, sermaye akımı devam ettiği sürece, yurt içinde döviz kurlarında aşağı yönde baskının artması yönünde bir işlev görmesi kaçınılmazdır. Dolayısıyla, uluslararası sermaye akımlarında bir azalma olmadığı taktirde, cari işlemler açığının azalması ya kurları daha da düşürecektir ya da kurlar düşmesin diye Merkez Bankası’nın daha fazla döviz almasını gerekli kılacaktır.

POLİTİKA ESNEKLİĞİ

Merkez Bankası’nın döviz alması bilançosunu büyüten bir olgudur
.Yani, Merkez Bankası döviz alarak para basmış olur. Bastığı parayı da, enflasyonist etkisini asgaride tutmak amacıyla, ya yeniden borçlanır ya da elindeki döviz dışı varlıkları elinden çıkararak geri çekmeye çalışır. Kısacası, Merkez Bankası piyasadan döviz almak durumunda kaldığında, bastığı paranın enflasyonist olmaması için bilançosunda esnekliğe ihtiyaç vardır. İhtiyaç duyduğunda, bilançosunu küçültmek amacıyla Merkez Bankası elindeki YTL varlıklarını satabilmesi gerekir.

Yurt dışından kaynaklanabilecek ekonomik riskleri asgaride tutabilmek için cari işlemler açığının giderek büyümesini durdurmak kaçınılmazdır. Ama, bu yoldaki politikalar kaçınılmaz olarak enflasyonla mücadeleyi zorlaştırıcı unsurları da içermektedir. Hem enflasyonu hedeflenen doğrultuda düşürmenin hem de cari işlemler açığını kontrol etmeye yönelik önlemeler almanın (bu arada kurların fazla düşmemesine çalışmak) birbirleriyle çeliştiği durumları idare edebilmek için Merkez Bankası’nın para politikasında, araç çeşitliliği açısından, elinin serbest olması şarttır.
Yazarın Tüm Yazıları