TOPLUMSAL çıkarlar uğruna kişisel özgürlüklerin kısıtlanması demokrasilerde kabul edilen ilkelerden biridir. Kişisel özgürlükler, toplumdaki diğer bireylerin özgürlüklerini tehdit ettiğinde sınırlanır.
Adam öldürme diye bir özgürlük olamaz. Çünkü, adam öldürme özgürlüğünü kullanma adına, öldürülen adamın yaşama özgürlüğü elinden alınır. Aynı şekilde, başkalarını rahatsız edecek ölçüde gürültü yapma özgürlüğü de olamaz. Çırılçıplak dolaşma özgürlüğü de olamaz.
Başkalarının bulunduğu yerlerde sigara içmeyi yasaklamak da tüm dünyada bu çerçevede değerlendiriliyor. Ama, tüm dünyadaki uygulamada bazı sorunlar var.
SATIŞI DA YASAKLANMALI
Hatırı sayılır tüm ülkelerde uyuşturucu satmak yasaktır. Bazı ülkelerde, satmak yasaktır, ama kullanmak suç değildir. Satmak ya da kullanmak, uyuşturucunun bir şekilde toplumsal sağlığı tehdit etmesi nedeniyle yasaklanması söz konusudur. Yani, yasa koyucu uyuşturucuyu toplumsal sağlığı bozan bir madde olarak kabul etmiştir. O halde, uyuşturucu satışı da kullanımı da tüm dünyada yasak olmalı. Tutarlılık bunu gerektirir.
Sigara da toplumsal sağlığa zararlı olabilir. Sigaranın zararı uyuşturucu kadar mıdır? Herhalde değil. Ama, başkalarının bulunduğu ya da bulunabileceği yerlerde sigara içmek yasak olduğuna göre, sigaranın da yeteri kadar toplumsal sağlığa zarar verdiği düşünülüyor. O halde, sigaranın satışı da yasaklanmalı. Buna cesaret edilemiyor galiba.
Yakın zamanlarda pille çalışan, dışarı nemli duman veren, ama başkalarının sağlığını tehdit etmeyen sigaralar piyasaya çıktı. Yasa koyucu bunların ithalatını ve satışını sigara içme alışkanlığı yaptığı gerekçesiyle yasakladı. Sigaranın kendisi aynı alışkanlığı yapmıyor mu? Galiba, yasa koyucunun gücü, yüz milyarlarca dolarlık sigara endüstrisine değil, piyasaya yeni çıkan pilli sigaralara yetti.
Benim, iş yerinde, kendi odamda tek başıma sigara içmem yalnızca kendi sağlığımı ilgilendiren bir konudur. Yasa koyucu bunu da engellediğine göre, benim sağlığımı benden fazla düşünmektedir. O halde, yasa koyucu benim sigara alabilmemi de engellemelidir. Tutarlılık bunu gerektirir. Aksi takdirde, benimle çalışıp odama gelenler şikayet etmedikçe ben sigara içmeye devam edebilirim.
TUTARLILIK
Konunun bir de sigara içmeyenler tarafı var. Sigara içenler, içmeyenlerin "sigaradan uzak durma" özgürlüklerini kısıtlıyorlar. Doğru. O halde, eğer sigara satımı ve alımı serbestse, sigara içmeyenlerden ayırarak sigara içenlerin özgürlüğüne, en azından sigara içmeyenlerin özgürlüğüne duyduğumuz saygı kadar, saygı duymak zorundayız. Yasa bu nezaketi ve tutarlılığı göstermiyor.
Alkol de toplumsal sağlığı tehdit eden bir madde. Kuzey Avrupa ülkeleri ve Rusya gibi yerlerde en büyük toplumsal sorunlarından biri alkol kullanımı. Alkol kullanmanın toplumsal ve bireysel maliyetini göz ardı edemeyiz.
Yarın, aynı sigara içmede olduğu gibi, yasa koyucu toplu alanlarda alkol içmeyi de yasaklayabilir. O zaman ne diyeceğiz? "Sigara başka, alkol başka" gibi afaki yaklaşımlarla mı alkol içme yasağına karşı çıkacağız? Bazı temel ilkeler ayaklar altına alındığında, ilkesizlik içinde nerede durulacağını kestirmek zordur.
"Çok zararlı, az zararlı" değerlendirmeleri bu çeşit tartışmaları hiçbir yere götürmez. Toplumsal sağlık söz konusuysa, sağlığı bozan maddenin kullanımı da, satışı da yasak olmalı. Sağlığı tehdit eden maddenin kullanıldığı ortamlarda bulunan başka bireylerin sağlığı söz konusuysa, kullananları kullanmayanlardan ayırarak sorun çözülür. Bu haliyle, bu yaklaşımla başka yasaklar da gelirse, şaşırmamak gerekir.