Bankaların manevi sorumluluğu

INTERNET bankacılığı yaygınlaştı. Internet bankacılığı ile hem banka müşterilerinin bankaların sundukları servisleri kullanmaları kolaylaştı hem de bankalar bu servileri daha ucuz sağlayabilme olanağına kavuştu.

Teknoloji bankacılık işlemlerini hızlandırdı. Maliyetleri düşürdü. Buna karşılık, teknoloji işlevsel (operasyonel) riskleri de bir ölçüde artırdı.

ÖNCE MEVDUAT SAHİBİ

Evde bilgisayarınızın başında gecenin herhangi bir saatinde bankanızla ilişkiye geçip sizler mevduatları bozup paranızı repoya yatırırken, repodan çıkıp yatırım fonu alırken, yatırım fonunu bozup döviz alırken, birtakım ödemeleriniz için talimat verirken birileri de sizin şifrenizi çalıp aynı işlemleri sizin hesaplarınız üzerinden yapabilme olanağına kavuşabiliyor. Korsanlar sizin bilgisayarınızla bankanızın bilgisayarı arasındaki bağlantıya girip gizli bilgilerinize ulaşabiliyor. Sizin haberiniz dahi olmuyor.

Bankalar bilgisayarlarına çeşitli güvenlik mekanizmaları yerleştiriyorlar. Şifre sayısını artırıyorlar. Bilgisayar üzerinden verdiğiniz talimatlarınızın gerçekleşmesi için bilgisayar ya da telefon yoluyla ikinci hatta üçüncü bir onay mekanizması yaratıyorlar. Ama, bankalar şimdilik korsanlarınızın size ait özel bilgilere ulaşmalarını daha zor hale getirmekle birlikte, tam olarak önleyemiyorlar.

Korsanlar sizin paranızı hesabınızdan bir başka bankadaki adamlarının hesaplarına yönlendiriyorlar. Bir-iki saat sonra adamları gidip diğer bankadan parayı nakit olarak çekiyorlar. Sizin para uçuyor. Hukuken bankaların sorumluluğu yokmuş gibi görünüyor. Çünkü, imzaladığınız sözleşmelerdeki ayrıntıda şifrelerinizin korunması sizin sorumluluğunuzda.

Banka idarelerinin en büyük sorumluluğu, sermayedarlarından önce, paralarını kendilerine emanet eden müşterilerine karşıdır. Mevduat sahibi her şeyden önce gelir. Hiçbir hatası yokken, iletişim hatları üzerinden parasını kaybeden bir banka müşterisine bankalar "geçmiş olsun" diyememeli. Hukuki sorumluluğu olmayabilse de, bankaların bu konuda manevi sorumluluğu vardır. Bugüne kadar bu manevi sorumluluğu bankalarımızın yeterince duyduklarını iddia etmek zordur.

Paranızın hesabınızdan çıkıp korsanların adamlarının bir başka bankadaki hesabına gittikten sonra çekilmesi birçok açıdan "şüpheli işlem" sınıfına girer. Parayı alan banka, her zaman olmayabilse de, yeterli özeni gösterip paranın çekilmesi sırasında hırsızlığı durdurabilir. Bu alanda da yeterli özenin gösterilip gösterilmediği bir soru işaretidir. Belki de, internet üzerinden şahıs hesaplarına para transferine izin verilmemesi kısa dönemli bir çözüm olabilecektir.

YARGI KARARI

Haberlere göre, Yargıtay internet yoluyla yapılan bir hırsızlıkta bankayı sorumlu tuttu. Hukukçu değilim. Dolayısıyla, konunun hukuki tarafını tartışacak durumda değilim. Ama, okuduklarımdan ve duyduklarımdan, bankaların bu konuda hukuki sorumlulukları olup olmadığı tartışmalıdır. Konun tartışmalı olmayan yanı bankaların manevi sorumluluklarının olduğudur. Keşke, bankalar konu yargıya intikal etmeden bir şeyler yapabilseydi.

Eğer bir banka sistemi kendisine paralarını emanet eden kişi ya da şirketlerin paralarını bilgisayar ortamında tam olarak koruyamıyorsa ya da korumayı garanti edemiyorsa, müşterilerine internet bankacılığı servisi sunmamalıdır. Çünkü, burada bankanın ve bankacılığın itibarı zedelenecektir. Kaldı ki, bankacılık ahlakı da bunu gerektirir.

Bu yaklaşımın çok tutucu olduğu iddia edilebilir. Ama, unutmayalım ki, bankacılık yapmak özellikle mevduat müşterisine karşı tutucu olmaktır.
Yazarın Tüm Yazıları