BANKACILIK sektörünün 2006 yılı sonu verileri açıklandı. 2001 yılında çöken sektör, hala toparlanma aşamasında. Sektör giderek düzeliyor, ama küresel rekabete ayak uydurabilmesi için gidecek epeyce yolu var.
Türkiye’de bankacılık sektörü dünya ölçeğinde hala çok küçük. 2006 yılı sonunda toplam bilanço büyüklüğü bir yıl öncesine göre yüzde 22 arttı ve 486 milyar YTL (346 milyar dolar) oldu. Ama, sektörün toplam bilanço büyüklüğü hala milli gelirimizin yüzde 90’ının altında.
Avrupa’nın neredeyse tüm ülkelerinde bankacılık sektörünün büyüklüğü milli gelirlerinin iki katı civarındadır. Bu rakamlarla bankacılık sektörünün çok ciddi bir büyüme potansiyeli olduğu düşünülüyor. Ama, bu potansiyel bir türlü gerçekleşemiyor. Çeşitli yollarla devletin sıkça borçlularla alacaklılar arasına girmesinin ve aracılık maliyetlerinin yüksekliğinin bu gelişmede bir etkisinin olup olmadığı araştırmaya değer bir konudur.
OLUMLU GELİŞMELER
Bankacılık sisteminde 2000 yılında 81 banka varken, şimdi 46 banka kaldı. Bankacılık faaliyetleri az sayıdaki bankalarda yoğunlaşmaya devam ediyor. Sektördeki ilk beş banka 2000 yılında toplam kredilerin yüzde 48’ini verirken, şimdi (eylül 2006 itibariyle) bu oran yüzde 60 oldu. Aynı şekilde, 2000 yılında en büyük beş banka toplam mevduatın yüzde 51’ini toplarlarken, şimdi yüzde 64’ünü topluyorlar. Bankacılıkta hem toplam sistem çok küçük hem de bankaların önemli bir bölümü çok küçük.
Bankalarımız artık daha fazla Türk parası üzerinden işlem yapmaya başladı. Dört yıl önce bankaların toplam aktiflerinin yüzde 56.7’si YTL cinsinden, geri kalanı döviz üzerindendi. Geçen yıl sonunda banka bilançolarının YTL cincinden aktiflerinin toplam aktiflere oranı yüzde 66.4 oldu. Sektör doğru yolda, ama gidecek daha çok yolu var. Döviz üzerinden ve dövize endeksli işlemler yoğunluğunu sürdürüyor.
Bankalarımızın sağlamlığının en büyük göstergelerinden biri serbest öz kaynaklarının (bankacılıkta kullanılabilecek sermaye) büyüklüğüdür. 2002 yılında bankalarımızın serbest öz kaynakları 3.4 milyar dolar civarındayken, 2006 yılı sonunda 30 milyar doları geçmiştir. Her yıl artmaya devam etmektedir. Bankalarımız bankacılık dışındaki yatırımlarını satıp sermayelerini giderek bankacılıkta kullanmaya başlamışlardır. Kárlarının bir bölümü de bu yatırımların satışlarından kaynaklanmaktadır.
KARLILIK
Bankacılık sektörü 2006 yılında vergi sonrası 11.1 milyar YTL (2005 yılında 5.7 milyar YTL) kár etmiş görünmektedir. Kar artışının büyük bir bölümü net faiz gelirlerindeki artıştan değil, bankacılık hizmet gelirleri ile diğer faiz dışı gelirlerdeki artıştan kaynaklanmıştır. Rekabet faiz marjlarını daraltmaya devam etmiştir.
Kullanılan muhasebe standardının kár tanımına göre, kárlılık rakamları bazen yanıltıcı olabilmektedir. Bankaların gerçekten ne kazandıklarını görebilmek için öz kaynaklardaki artışa bakmak daha doğru bir yaklaşım olabilmektedir.
Bankalarımız öz kaynaklarını 2006 yılında yaklaşık 4 milyar YTL artırabilmişlerdir (yüzde 7.3). Dolar olarak öz kaynak artışı 1 milyar dolar civarında olmuştur. 2006 yılında öz kaynaklardaki artış yıllık enflasyonun da, orta vadeli faizlerin de oldukça altında kalmıştır. Kısacası, bankalarımız 2006 yılında da dünya standardında karlılık oranlarına ulaşmaktan çok uzak kalmışlardır.