Altın fiyatlarındaki artış dünyada enflasyon beklentilerinin habercisi olabilir
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
PARA, mal ve hizmetlerin el değiştirmesinde kullanılan, mal ve hizmetlerin değerini ifade eden ve servet saklama işlevi olan bir araç olarak tanımlanırsa, altın, asırlar boyu para işlevi görmüştür. Modern dünyada altının gördüğü işlev genellikle servet saklama aracı olmasında yoğunlaşmıştır.
Altının para olarak diğer işlevlerinin zaman içinde körelmiş olması altını bir "para" olarak kabul etmeyi engellemiyor. Aksine, modern dünyada altın çalkantılı ortamlarda "sakin liman" işlevi görmektedir. Dünyanın belli başlı paralarında yaşanan çalkantılarda altın bir para olarak öne çıkmaktadır.
Son günlerde altının fiyatı onsu 600 doları gördü. Galiba, altın fiyatı son yirmi beş yılın en yüksek düzeyine geldi. Neden böyle oldu?
ÖZELLİKLERİ
Altın, asırlar boyu para olarak kullanıldıktan sonra oluşturulan kağıt para (banknot) sistemi altın esasına bağlandı. Parayı çıkaran kuruluş çıkardığı banknotun üzerinde yazan değere göre, banknot karşılığında belli bir miktar altın satmayı taahhüt etti. Örneğin, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya para düzenine göre, Amerikan Hazinesi 35 dolar karşılığında bir ons altın satmayı taahhüt etti. Dünyanın diğer belli başlı paraları da dolara göre sabit bir pariteye bağlandı. Amerikan Hazinesi, Merkez Bankası (FED) kanalıyla, kasasına yeni altın girdiğinde para basar duruma geldi.
Dünyanın birçok merkez bankasının rezervlerinde altın bulunması "altın standardı" döneminden kalan bir gelenektir. Bu gelenekten bazı Avrupa merkez bankaları 1980’li ve 1990lı yıllarda kurtulmaya çalışıp altın rezervlerini satmaya çalıştı. Bu dönemde altın fiyatları onsu 250 dolara kadar düştü. Ama, merkez bankalarının altın satışının altın fiyatları üzerine etkisi geçici ve sınırlı oldu.
Altın önemli bir parasal kıymettir. Altının önemi başka hiçbir ülke, kurum ya da kişinin bir yükümlülüğü olmamasından kaynaklanır. Dolayısıyla, değeri tamamen piyasa şartları içinde belirlenir. Aslında, altının Türkiye gibi ülkelerde çok talep edilmesinin en büyük nedenlerinden biri de budur.
Altın kolayca taşınabilir; dünyanın her yerinde geçerlidir; göreli olarak saklaması kolaydır; her şeyden önemlisi, her hangi bir devletin siyasi ya da başka nedenlerle müdahale edebileceği bir meta değildir. Savaş ortamında ya da siyasi belirsizlikler yaşandığında, altın fiyatının artma eğilimine girmesi insanların bir başka ülkenin yükümlülüğü olan paradan kaçıp altına yönelmeye çalışmasından kaynaklanır.
BEKLENTİLER
Savaş durumu yokken, dünyada siyasi belirsizlik olağan dışı bir halde değilken, altın fiyatının artma eğilimine girmiş olması bir başka olasılığı gündeme getirmektedir. Dünyadaki yatırımcılar dünyanın belli başlı paralarına olan güveni giderek kaybetmeye başlamış olabilirler. Dolara, Euro’ya ya da Japon Yeni’ne olan yatırımlarını azaltıp ya da artırmayıp uluslararası yatırımcılar altın üzerinden varlıklarını artırma eğilimine girmiş olabilirler.
Kısa dönemde bu olgunun makro ekonomik sonuçları olmayabilir. Ama, eğilim devam ettiği taktirde, orta-uzun vadede altın fiyatının artıyor olması dünya paralarının talebinde genel bir düşüşü ifade etmeye başlayacaktır. Paranın değerinin düşmesi yalnızca altına karşı değil, genelde mal ve hizmetlere karşı da olacaktır. Yani, enflasyon artacaktır.
Altın fiyatının artıyor olması, orta-uzun dönemde, dünyanın belli başlı paraların cinsinden enflasyon beklentisinin arttığına işarettir. Enflasyon beklentisi artan paraları basan kuruluşların (merkez bankaları) bu olguyla mücadelesi bastıkları paraların ilerideki getirilerini artırmakla olabilir. Yani, dünyada faizlerin öngörülenin de üzerinde daha da artması gündemde olabilir. Altın fiyatlarındaki artış bu olgunun habercisi olabilir.