Yılın ilk beş ayında eldeki veriler dış açıkların yüksek, ama belli bir düzeyde istikrara kavuştuğu izlenimi veriyordu. Son üç aydır zaten yüksek olan dış açıklarda yeniden bir artış eğilimi gözlenmeye başlandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre ihracat yılın ilk yedi ayında yüzde 24 civarında artmaya devam ediyor. Buna karşılık, yüzde 17’nin altına inen ithalat artışı yeniden hızlanmaya başladı.
Geçmiş yıllardan farklı olarak, toplam ithalat artışını petrol fiyatlarındaki artışa bağlamak da zorlaştı. Yılın ilk beş ayında ham petrol faturamız geçen yılın aynı dönemine göre çok fazla değişmedi. Ara mallar ithalatındaki artış devam ediyor. Son 2-3 aydır da hızlanıyor. Duralayan sermaye malları ithalatı Mayıs ayından sonra hızlanmaya başladı.
ARTAN İKİZ AÇIKLAR
Yılın başında aylık bazda yüzde 1 kadar azalış gösteren yatırım malları ithalatı, geçen yılın aynı aylarına göre, haziran ayında yüzde 13, temmuz ayında yüzde 18’in üzerinde arttı. Mayıs-haziran-temmuz aylarını içeren son üç ayda dış ticaret açığı geçen yılın aynı dönemine göre 15 milyar dolardan 17.5 milyar dolara ulaştı.
Sonuç olarak, son on iki ayda, ihracatımız 97 milyar dolara, ithalatımız 154 milyar dolara geldi. Dış ticaret hacmimiz (ihracat artı ithalat) 250 milyar dolar, on iki aylık dış ticaret açığı 57 milyar dolar oldu. Geçen yıl sonunda dış ticaret açığımız 54 milyar dolardı.
Türkiye ekonomisinde dış açıkları disipline alacak boyutlarda bir gelişme gözlenmiyor. Ekonomik büyüme devam ediyor. Dış finansman olanaklarının şimdiye kadar fazla sekteye uğramamış olması da artan dış açıkları besleyen bir unsur oluyor. Ama, dış açıkların geldiği büyüklük önemli bir risk olarak Türkiye ekonomisinin önünde durmaktadır. İhmal edilmesi ciddi sorunlar yaratabilecek niteliktedir. Bu risk 2007 yılının bundan sonraki bölümünde ve 2008 yılında daha da artmıştır.
Dış açıkların daha da büyük bir risk oluşturmasının en büyük nedenlerinden biri bu yıl gevşeyen kamu finansmanıdır. Düşen enflasyon ve disiplin içinde götürülen maliye politikası dış açıkların yarattığı riskleri azaltıcı bir işlev gördü. Maliye politikalarından gelen gevşeme sinyalleri ve bu sürecin 2008 yılına da sarkma olasılığı dış açıkları daha da gözle görünür hale sokmaktadır.
TEHDİTLER
Her an allak bullak olmaya hazır uluslararası finans piyasaları döviz kurlarındaki istikrara önemli bir tehdittir. Bu tehdit enflasyon görünümünü de tehdit etmektedir. Dolayısıyla, artan uluslararası riskler Türkiye ekonomisinin makro görünümünü de tehdit eder niteliktedir. Dış açıkların yeniden artma eğilimine girmiş olması bu açıdan geçmişe göre daha da tehlikeli görünmektedir.
Maliye politikalarının sıkılaştırılması çok kısa sürede sonuç verebilecek nitelikte olmayacaktır. Ama, doğru yönde atılmış bir adım olacaktır. Sıkılaşan maliye politikaları iç talebi kısıcı olsa da, iç talep büyümesini etkileyen asıl unsur artık özel sektör talebidir. Doğrudan ve dolaylı yollarla özel sektör talep büyümesinin önüne geçilmesi makro görünümü daha az riskli hale sokabilecektir. Ama, ekonominin bir kaç puan daha az büyümesi derdimize deva olmaktan çıkmış gibi görünmektedir.