SON altı yıldır gelişmekte olan ülkelerdeki makro ekonomik denge büyük ölçüde ülkelerin kendi dışındaki gelişmelerden etkilendi.
Dünya ekonomilerinde genel hava "çok iyi" olunca, gelişmekte olan ülkelerin de daha sorumlu ekonomi politikalarını devreye sokmaktan kaçınacak bahaneleri kalmadı.
Hammadde fiyatları son altı yılda çok arttı. Ama, geçmiş deneyimlerin tersine, artan emtia fiyatları dünya ekonomilerinde korkulan enflasyonist süreci başlatmadı. Aksine, hammadde üreticisi olan gelişmekte olan ülkelerin gelirleri arttı. Üretici olmayan ülkeler ise artan sermaye akımlarıyla artan ithalat faturasını kolayca karşılayabildiler. Bir çok ülkede geçen yılki enflasyon son altı yılın ortalamasının altında gerçekleşti.
2000’li yıllara topluca bakıldığında, dünya ekonomilerinin hızla büyüdüğü, enflasyonun göreli olarak düşük kaldığı görülüyor. Dünya ekonomilerinin büyümesinden herkes az ya da çok bir pay aldı. Belki de, son altı yılda iktisadi açıdan son elli yılın en iyi dönemlerinden biri yaşandı.
GÖZLEMLER
Son altı yılın dikkati çeken gelişmeleri şöyle özetlenebilir:
1. Son altı yılda küçümsenmeyecek bir ekonomik büyüme yaşandı. Son yıllarda büyüme dünyanın tüm bölgelerinde hızlandı. Göreli olarak Latin Amerika ülkeleri en yavaş büyüyen ekonomiler oldu.
2. Enflasyon göreli olarak tüm dünyada düşük seyrediyor. Latin Amerika, Afrika ve Avrupa’daki gelişmekte olan ülkelerde enflasyon hala yüksek, ama gerileme eğiliminde.
3. Gelişmekte olan ülkelerin genelinde yerli para reel olarak değer kazanıyor. Bu konuda, diğer konularda olduğu gibi, Türkiye yalnız değil. Güney Kore ve Rusya gibi 2000’li yıllarda çalkantı yaşamamış ülkelerde yerli paranın değer kazanması çok daha büyük olmuş.
4. 2000 yılından bu yana emtia, enerji ve metal fiyatlarındaki artış yüzde 150’yi bulmuş durumda. Petrol fiyatlarının 2000 yılında varil başına yaklaşık 30 dolar civarında olduğu düşünülürse, petrol fiyatlarındaki artış da iki katına yaklaşmış durumda.
5. Gelişmekte olan ülkelere akan küresel sermaye 2000’li yıllarda hızla arttı. Son altı yılın yıllık ortalaması 300 milyar dolara yaklaşmışken, yalnız geçen yıl bu ülkelere giden uluslararası sermaye 500 milyar doları geçti.
RİSKLER
Son altı yılda makro ekonomik dengeler tüm dünyada hızlanarak düzeldi. Dengeleri düzelten unsurların devamlılığı giderek daha önemli hale geldi. Dengeler ülke bazında düzelirken, bölgesel dengesizlikler de arttı. Amerika’da dış ticaret ve cari işlemler açıkları artarken, Asya kıtası Amerika’yı finanse eder hale geldi.
Dünya ekonomilerinde bir düzeltme bekleniyor. O nedenle, ileriye dönük olarak ekonomik büyümenin yavaşlayacağı, sermaye akımlarının hacminde bir düşüş yaşanabileceği tahminleri yapılıyor. Ama, bu tahminler son iki yıldır devamlı yapıldığı halde, gelişmeler tam tersine oluyor.
Düzeltme beklenmedik bir biçimde sert olmadığı taktirde, yani küresel bir kriz (siyasi ya da iktisadi) çıkmadığı taktirde, dünya ekonomilerindeki bahar havasının devam etmemesi için çok fazla da neden görünmüyor. Şimdi önemli olan, bahar havasını ülke bazında da sürdürebilmektir.