Paylaş
Altyapı ve trafikte ortaya çıkacak sonuçlarıyla kentin büyük bölümünü etkileyecek bu balon, şimdilik ufak ufak yamalarla idare ediyor. Tıpkı, alel acele Eskişehir Yolu’na tek şeritten açılan ve bütün bölge trafiğini felç eden bağlantı yolu gibi.
Hafta içinde “Tek şerit dar geldi” başlığıyla fotoğraflarını Ankara Hürriyet’te yayınladık. Eskişehir Yolu’na açılan tek şerit yol, bütün Çukurambar trafiğini felç etmeye başladı. Orada yaşanan tıkanıklık, Çetin Emeç Bulvarı’nın başladığı noktaya kadar uzanıyor.
Halen inşaatı devam eden ve inşaatına da başlanacak olan gökdelenler bittiğinde, bunların trafik yoğunluğunu Çukurambar’daki tek cadde olan Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi’nin kaldırabileceğini düşünen kimse yoktur herhalde.
Sadece, sabahları yaşanan bu trafik manzarası bile, “Eskişehir Yolu, Ankara’nın Manhattan’ı olacak” diyen idareye şimdiden küçük bir uyarı olmalı. Çukurambar civarında bugüne kadar yapıldığı gibi, gökdelenlere yüksek emsaller vermeden önce, dünyadaki bazı örnekleri ‘emsal’ almak gerekiyor. Mesela, Eskişehir Yolu’nun örnek gösterildiği Manhattan’ın kendisi gibi.
200 YILLIK PLANI VAR
Ankara’nın imar işlerinde söz sahibi yöneticiler, daha önce hiç duymuşlar mıdır bilmiyorum ama, Manhattan’ın bugünkü halinin temelinde 1811 yılında, New York Eyalet Yönetimi tarafından kabul edilen “1811 Komisyonları Planı” yatıyor. Üstelik 200 yıl boyunca hiçbir ihlal yapılmadan.
Manhattan’dan metrelerce yükseklikteki gökdelenlerin yoğunluğunun yerin üstünde büyük problemler yaratmamasının en büyük nedenlerinden biri de, Amerika genelinde yalnızca yüzde 5 nüfusun kullandığı toplu taşıma oranının bu bölgede yüzde 70’e ulaşması. Ülke genelinde olduğu gibi, toplu taşıma oranı, Manhattan’da da yüzde 5 olsaydı, herhalde Manhattan Çukurambar’a benzerdi. Yani 200 yıl önce büyük gökdelenleriyle tasarlanan bu bölgede, yer altındaki toplu taşıma ağını unutmayanlar, belki de bugünleri görmüştü.
TEK BENZERLİK RESTORANLARI
Akademik çalışmaları nedeniyle ABD’de kaldığı uzun dönemde Manhattan’ı da detaylı bir şekilde inceleme fırsatı bulan, şimdi de Çukurambar’da oturması sebebiyle en iyi karşılaştırma yapabilecek kişilerden biri olan CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir’e “Ankara’nın Manhattan projesi” üzerine bazı sorular yönelttim. “Herkes, üstteki gökdelenlere takılıyor ama, Manhattan’ı Manhattan yapan yer üstünde gördüğümüz gökdelenlerden çok, yerin altındaki muazzam örgüdür” diyen Erdemir, şu tespitlerde bulundu:
“1818’de yapılan kentin planı üzerinde katı kurallar uygulanmış ve asla ihlal edilmeden bugüne kadar inşası gerçekleşmiştir. Toprağın altındaki ısıtma, enerji ve toplu taşıma kanalları, toprağın üstündeki gökdelenlerin yükünü kaldırabilecek şekilde tasarlanmıştır. Oysa bugün gökdelenlerin yükselmeye başladığı Çukurambar’a baktığınızda tam bir trafik keşmekeşi yaşanmaktadır, semtin ara yolları hala köy yolu niteliğindedir. Diğer yandan Manhattan, galerileri, vakıfları, sergileri ve restoranlarıyla 7/24 yaşayan bir kenttir. Sadece bir iş merkezi değil, iş bittiğinde insanların yaşamaya devam ettiği, hatta başka bölgelerden insanların da gece hayatı için geldiği bir yerdir. Gelinen noktada Çukurambar ile Manhattan arasındaki tek benzerlik restoranlarıdır.”
EMLAK UZMANI TAŞÇI UYARDI
Çukurambar’daki ev fiyatlarının artışının gökdelenlerin inşasıyla birlikte başladığı sanılsa da, emlak uzmanı Salim Taşçı, bölgedeki değerlenmenin daha çok politik kaynaklı olduğunu savunuyor. “Refah Partisi’nin iktidara geldiği dönemde bazı politikacıların bu bölgeden ev almaya başlamasıyla, parti üst düzey yöneticileri ve politikacılara yakın olmak isteyen kesimler de buraya yönelince birden ev fiyatlarında artış gözlendi. Ak Parti iktidarında da Çukurambar’a yönelim devam etti” diyen Taşçı, “Fakat bu bölge çok plansız bir şekilde gelişiyor ve yaklaşık beş yıl içinde bu yoğunluğu kaldıramaz hale gelecek. O yüzden bu süre içinde ev fiyatları birden düşüşe geçebilir” uyarısında bulunuyor.
Paylaş