Paylaş
İtiraz konusu Suriyelilere yapılan kömür yardımları...
Tepkiyi dile getiren ise CHP Altındağ İlçe Başkanı Servet Akman. Yukarıda gördüğünüz ve bir kömür alış-verişini içeren bu fotoğrafı CHP Altındağ İlçe Örgütü çekmiş. Kömürü alan CHP’li bir delege, satan ise Suriyeli bir vatandaş.
Büyükşehir Belediyesi ve kaymakamlık ekiplerinin ısınma problemini gidermek amacıyla verdiği kömürler, bazı Suriyelilerce Önder ve Örnek mahallelerindeki sokaklarda satışa sunuluyor.
Hal böyle olunca, ‘ucuz işgücü’, ve ‘asayiş olayları’ gibi sebeplerle Suriyelilere öfkeyle yaklaşan vatandaşın tepkisi de başka bir boyuta ulaşıyor.
* * *
Birkaç gündür Altındağ’ın çeşitli bölgelerinden bu tarz şikayetler aldıklarını belirten Akman, “Suriyelilerin barınma ve yaşam hakkına sonuna kadar saygı duyuyoruz” dedikten sonra, “Ancak” deyip devam ediyor:
“Suriyelilere yapılan yardımlarda belli kriterler olması gerekiyor. Bu kriterleri koymazsanız kendi yurttaşınız, ‘ben bu ülkenin vatandaşı değil miyim?’ diye sorar. Suriyeli, devletten kömür alıyor ama stok fazlasını Türk yurttaşa satıyor. Suriyelilerin evlerinin önü kömür dolu ve nakliye arabalarının biri gelip biri gidiyor, satış yapılıyor.”
* * *
Bizler gazeteci olarak her ihtimali düşünmek zorundayız, özellikle böylesine hassas, toplumsal meselelelerde. O yüzden Akman’ın tepkisine ilk başta biraz mesafeli yaklaştım. Suriyelilere kömür yardımlarının yanı sıra çeşitli barınma, yiyecek ve giyecek gibi yardımların yapıldığını bilsek de, zaman zaman bu yardımlar yetersiz kalabilir ve bu insanlar, öncelikli gördükleri ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bu yola başvurmuş olabilir.
Fakat yetkililerin, zaten zaman zaman gerginliklerin yaşandığı Altındağ ilçesinde böyle bir manzaraya izin vermemesi gerekiyor.
* * *
CHP örgütünün itirazı da bu noktada. Akman, Suriyelilere yardımlar konusunda ailelerin durumuna göre belli kriterler getirilmesini istiyor. Eğer, Suriyelilerin tüm kış kullanacakları kömür, tek seferde veriliyorsa bu uygulamadan vazgeçilmeli ki, elindeki kömürün fazlasını satamasın. Diğer yandan sokaktaki ‘kömür pazarı’nın da bir an önce önüne geçilmeli, kömür satışına izin verilmemeli.
ÖNCE GAZETECİYİZ
MÜLTECİLİK, sığınmacılık ve göçmenlik dünyanın her yerinde tartışmalı ve ihtilaflı bir konu. Bir yanda, belki de günler bile değil, saatler içerisinde her şeyini geride bırakıp bambaşka bir ülkede hayatta kalma savaşı veren insanlar, diğer yanda mevcut düzenini korumaya çalışan ev sahipleri. Geçtiğimiz hafta, Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği’nin Antalya’da gazeteciler için düzenlediği seminere katıldım. Seminerin konusu göçmen ve mültecilere yönelik farkındalıktı. Anadolu’nun farklı kentlerinden gelen gazetecileri dinlediğimde ise, bu tür bir bilgilendirme toplantısının ne kadar yerinde olduğunu anladım. Maalesef pek çok meslektaşım, Suriyelilerle ilgili meselelere, gazeteci gibi değil de sorunu yaşayan bir vatandaş gibi yaklaşıyor. Elbette, bizler de, aynı sorunların muhatabı birer vatandaşız ancak, gazetecilik görevimizi yerine getirirken, objektiflik penceremizi bırakmamalıyız.
MESLEK ODALARI 'DAVET' BEKLEMEMELİ
BAŞKENT’te Büyükşehir Belediyesi’yle, birçok sivil toplum örgütünün yıllar süren ‘çatışma ve gerginlik hali’nin ardından yeni başkan Mustafa Tuna’nın ilk demecindeki ‘ortak akıl’ çağrısı çok önemliydi ve bu mesajı geçtiğimiz hafta, meslek odalarına sormuştum. Mimarlar, Şehir Plancıları, İnşaat Mühendisleri odalarının Ankara Şube başkanlarıyla, Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı’nın demeçleri, farklı yaklaşımlar içerse de ‘diyaloğa açığız’ başlığında birleşti. Fakat hiçbiri de direkt olarak, ‘görüşme talebinde bulunacağını’ söylemedi. Dedikleri özetle şuydu: “Çağrılırsak gideriz.” Oysa ‘ortak akıl’ demeci Ankara için önemli bir fırsat. Meslek odaları, açtıkları davaların sebeplerini, kente yönelik çözüm önerilerini gidip Tuna’yla görüşmeli, Tuna’nın açtığı diyalog kapısından ‘davet’ beklemeden girmeli.
Paylaş