‘İnsanca’ bir çözüm

Ancak başka yolu yok, otobüs durağına varabilmek için birkaç gece önce saldırısına uğradığı köpeklerin arasından yürümek zorunda.
Neyse ki, o sıra sokaktan bir otomobil geçiyor ve usulca elini kaldırarak, yardım istiyor: “Az ileride köpekler var, tedirgin oldum. Sokağın başına kadar bırakır mısınız?”

* * *

Bugünlük tehlikeyi atlattı...
Bu diyalog, Çankaya’nın en ‘güzide’ semtlerinden birinde yaşanıyor. “Neresi?” diye sormayın ismi lazım değil. Çünkü bu ve bunun gibi onlarca vaka Çankaya’nın hemen her gün muhtelif yerlerinde meydana gelebiliyor.
Bu köşelerden çok defa yazdık çizdik, haberlerle de gündeme getirdik ve mâlumun ilanı olacak belki ama, bu kentin her gün artarak devam eden bir sokak köpeği sorunu var ve hâlâ bazı ilgili-yetkililer bu meseleyi görmezden gelmeye devam ediyor.

* * *

Bu arada özellikle hayvanseverler için bir kez daha altını çizmekte fayda var. Sokak köpeği sorununa çözüm bulunmasını istediğini dile getiren herkesi peşinen ‘hayvan düşmanı’ ilan etmeyin.
Önce bir dinleyin.
Bu derde bir çare bulunmasını istemek ‘hayvan düşmanlığı’ değil, aksine insanların kentte özgürce, korkusuzca yaşama hakkını savunmanın yanında her gün eziyet çeken, işkence gören, zehirlenen sokak hayvanlarını da düşünmekten başka birşey değildir.

* * *

Ne insanlar evlerine giderken, sokakta yürürken tedirgin olsun ne de o sokak hayvanları bu kişiler tarafından zehirlenme tehdidi altında yaşasın...
Herkesin tek istediği ‘insanca’ bir çözüm ve inanın bu çözüm hiç de zor değil.
Yeter ki; hep üstüne basa basa söylediğimiz gibi, ‘bazı ilgili-yetkililer’ “Nasıl olsa Çankaya’nın sorunu” deyip bu probleme kulağını tıkamasın...

KÜLTÜREL MİRAS NASIL KORUNUR

Hafta içinde İtalya’dan gelen ve gazetelerde de yer bulan, bir o kadar da sosyal medyada konuşulan bir haber vardı. 2 ABD’li turist, İtalya’nın başkenti Roma’da UNESCO’nun ‘Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Kolezyum’un duvarına adlarını kazıdığı için gözaltına alınmıştı. Olay, İtalya’yı ayaklandırmış, Roma Arkeoloji Müzesi yetkilileri de “Örnek olması açısından bu kişilere yüksek para cezası verilmesi” gerekir demişti. Bu arada geçen sene de, yine duvara yazı yazan Rus turiste 20 bin euro para cezası verilmişti.
Bu duyarlılık, Avrupalının tarihi mekanları koruma konusundaki hassasiyetini yeterince anlatıyordur sanırım. Peki, söz konusu duyarlılığın 10’da birini Ankara’da görsek ne olurdu? Hafta içinde Kale’nin duvarları dökülürken başkentli “Ne oluyor, Kale’de” diye sorsaydı mesela...
Şu olurdu: Romalı sadece ‘Kolezyum’da yılda 6 milyon turist ağırlarken, biz de en azından ‘Kale’ye gelen turist sayısını dahi bilmeme’ utancını yaşamazdık.