Paylaş
AK Parti, 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yapılacak yerel seçimleri çok önemsiyor. O yüzden de, yerel seçimlerde ortaya çıkacak başarısız bir tablonun Cumhurbaşkanlığı seçimlerine olumsuz etkisine karşı da belediyelerdeki yenilenme süreci şimdiden başladı.
* * *
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Metal yorgunluğu var yenilenmeliyiz” sözleriyle belediyelerde başlayan sürecin üzerinden yaklaşık iki ay geçti. Bu süre zarfında herkesin gözü kulağı ise, İstanbul, Bursa gibi şehirlerden daha çok Ankara’daydı. Başkan Mustafa Tuna'nın, gelir gelmez Melih Gökçek’in bugüne kadar ‘EGO zarar ediyor’ gerekçesiyle yanaşmadığı gece ulaşımını başlatması, bundan sonraki stratejinin ipuçlarını verdi. Dinozor ve heykel gibi figürlerin kaldırılması da Gökçek’in AK Parti’ye oy vermeyen kesimlerde yarattığı tepkinin bertaraf edilmesine yönelik hamlelerdi.
* * *
Bu icraatlara Ankara penceresinden baktığımızda, sergilenen politikanın Gökçek özelinde olduğu düşünülebilir fakat, İstanbul, Bursa, Balıkesir, Düzce ve Niğde gibi şehirlerin yeni başkanlarının icraatlarını bir bütün olarak değerlendirdiğimizde, tablonun AK Parti’nin ortak bir politikası olduğu ortaya çıkıyor. Yeni başkanların ilk demeçlerine baktığımızda hepsinin ilk mesajı, ‘ortak akıl’, ‘toplumun tüm kesimlerini kucaklama’ ve ‘hep birlikte yönetme’ fikirlerinin etrafında toplandı. Özellikle referandumda büyükşehirlerde ortaya çıkan oy kaybının bu mesajlarda etkili olduğunu gözardı etmemek gerek. Çünkü, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 50+1 oy oranına ihtiyaç olacak ve bu doğrultuda da belediyeleri kazanmanın yanı sıra bu şehirlerdeki oy oranlarının artırılması gerekecek.
* * *
İşte bu yüzden başkanlardan özellikle Ankara’da olduğu gibi toplumun diğer kesimlerini dışlayıcı, ötekileştirici mesaj ve icraatlardan uzak durulması istendi. Mustafa Tuna’nın yıllardır Ankara’da Büyükşehir’le kavgalı olan Çankaya Belediyesi’ne yakın davranması, Başkan Alper Taşdelen’le kucaklaşması ve “Taşdelen de bu memleketin evladı” demesi, Bursa Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın CHP’li Nilüfer ve Mudanya belediyelerine yönelik mesajları ve “Onların da sorunlarını dinleyeceğim” demesi, Balıkesir Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu’nun Ankara’daki Büyükşehir-Çankaya benzeri sıkıntıların yaşandığı Bandırma’ya sahip çıkması gibi yaklaşımlar muhalif kesimlere zeytin dalı uzatılmasının en somut örneklerinden.
* * *
Diğer yandan belediyelerdeki aşırı harcama eleştirileri de yeni başkanların ilk gündem maddelerinden birisi oldu. Mustafa Tuna aşırı harcamadan uzak duracaklarını vurgularken, 2 milyar TL’ye yakın para harcanan Ankapark projesine temkinli yaklaştı. Bursa’da da bu anlayışla 170 makam aracı toplanırken, yeni verilmiş olan lüks makam aracının siparişi de iptal edildi. Diğer yandan yine Bursa’da 100 milyon TL'ye yakın maliyet çıkan teleferik projesi de “Bursa’ya faydası yok” diyerek rafa kaldırıldı.
* * *
Yeni başkanlar, uzun süredir ihmal edilen ancak, kentlinin hayatına direkt doğrudan dokunan uygulamaları da hayata geçirmeye başladı. İstanbul’da İSPARK otoparklarında başlatılan bir saat ücretsiz otopark uygulamasının uzatılması yönündeki talepler dikkate alındı ve uygulama 2 saate çıkartıldı. Yine su faturalarının yüksekliği yönündeki eleştiriler de İstanbul ve Bursa’da dikkate alındı. Yüzde 5 ile 10 arasında değişen oranlarda suda indirime gidildi. Düzce Belediye Başkanı Dursun Ay’ın da, eski başkan döneminde makama yerleştirilen yüksek güvenlikli kapı eleştirilerini dikkate alıp paravanları kaldırması, iktidarı belediyelerle kazanan AK Parti’nin yerelde fabrika ayarlarına dönme çabasının en önemli göstergeleri olarak karşımızda duruyor.
* * *
Meseleyi, Ankara penceresinden değil de başkanları değişen tüm illeri göz önüne alarak değerlendirdiğimizde AK Parti’nin büyükşehirlerdeki oy kaybını dikkate aldığını ve bu kaybın gerekçelerini de çok iyi okuduğunu görüyoruz. Bu nedenle ‘ortak bir politika’ belirlemiş gözüken yeni başkanların ‘ortak akıl’, ‘katılımcı demokrasi’, ‘tüm kesimleri kucaklama’ ve ‘tasarruf’ konularında icraatlarına devam edeceklerini söyleyebiliriz.
Paylaş