Zirvede acıbadem lezzeti

ANKARAKİMİ önemli zirveler mönüsüyle, ne yenilip içildiğiyle hatırlanır.

Mesela gazetedeki köşesinin ciddi formatını sadece futbol fanatizmiyle bozan Hasan Cemal sayesinde, İhsan Sabri Çağlayangil’in sefirlere ekoseli levrek ikramını kimse unutmaz. Ya da 28 Şubat masasında merhum Güven Erkaya’nın önünde duran buzlu rakı bardağını...

Peki ya Recep Tayyip Erdoğan ile Deniz Baykal’ın buluşmasına ne damga vurdu derseniz kişisel yanıtım hazır: Ankara’nın 71 yıllık damak tadı, acıbadem kurabiyeleri.

Deniz Baykal’ın Selanik Caddesi’ndeki Ali Uzun’dan getirttiği acıbadem kurabiyeleri AKP’li konukların o kadar beğenisini kazandı ki ana muhalefet liderinin fındık fiyatı dokundurmaları bile keyiflerini bozmadı: Malum badem çok pahalı, fındıksa bu yıl inadına çok ucuz. "İşte o yüzden fırsatçılar acıbadem kurabiyesini fındıkla yapıyorlar, fındık fiyatlarındaki aşırı düşüş bu sahteciliği teşvik ediyor" diyen Baykal’ın bu sözleri iktidarın iştahını kaçırmadı.

Cumhuriyet kenti Ankara’da İstanbul’daki gibi bin yıllık anıtlar veya yüz yıllık markalarla her gün karşılaşmak zor. Ali Uzun başkentin yarattığı ender markalar arasında... Safranbolulu saray şekercisi Osman Uzun’un büyük oğlu Ali Bey başkentteki ilk dükkanını 1935 yılında açtı. Bugün Ali Uzun markasının üç şubesi var ve işletmeyi kızları yönetiyor.

Deniz Baykal’ın "AKP’lilere yurtdışına giderken özel bir hediye olarak kurabiye veya badem ezmesi alabilecekleri adresi tanıttık" sözünü aktardığımız Nuran Uzun, CHP liderini doğruluyor:

"Evet Deniz Bey müşterimizdir. Genelkurmay ve Hava Kuvvetleri de öyle. Hava Kuvvetleri’ne özel, mavi renkte, armalı kutular ürettik. Dış geziler için badem ezmesini bu kutuda satın alıyorlar. Kenan Evren Paşa zamanında Cumhurbaşkanlığı ile de çalıştık."

Deniz
Bey ve Tayyip Erdoğan’ın Çankaya seçimini veya türbanı bile sohbet konusu etmedikleri acıbadem zirvesi belki de kimilerine çok zırva gelebilir. Ama kıdemli bir gazeteci sıfatıyla itiraf edeyim ki, küçük lezzetler siyaseti izlemeyi daha keyifli kılıyor.

Dikkaat Jaws

ERTUĞRUL Özkök’ü arayan ahbabı sormuş:

"Harbiye’deki gibi olaylar West Point’da da oluyor mu?"

Özkök,
kanıt sunmadan tahminen kanaat belirtmiş:

"Evet, orada da oluyor."

Bence Özkök haklı, kanıtı da Harbiye’de çapkın üstlere takılan lakapta saklı: Harbiyeliler böylelerini İngilizce Jaws yani "katil köpekbalığı" diye aşağılıyor. Anlaşılan bizimkiler West Point’ten tercüme lakap kullanıyor.

Ama kızınca Kel Mahmut değil de Jaws diye takıldıklarına göre... Her ne kadar aksi iddia edilse de mesele dinsel değil tensel ve hormonal.
Yazarın Tüm Yazıları