Enis Berberoğlu: Yolsuzluk ve enflasyon






Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

BU köşede yolsuzluk ve enflasyon lobisi olarak anılan mahşer süvarileri muhtemeldir ki taşıdıkları pozisyonun zincirleme sonucundan habersizdir...

Hırsıza enflasyon oranı zaten dokunmaz, yüksek enflasyon ortamında borçla büyümeye çalışan işadamı aslında yolsuzluk lobisine hizmet ettiğinin bilincine varmaz... Oysa artık kabul edilmeli ki, yüksek enflasyon ve buna bağlı kayıtdışı ekonomi ortamı yolsuzluklar için en verimli topraktır. Enflasyonla şişen rakamlar, erozyona uğrayan ahlak, satılık hukuk, yolsuzluk ekonomisi için en uygun makyajdır.

* * *

Ekonomi Bakanı Kemal Derviş hafta sonunu IMF Avrupa Direktörü Micheal Deppler ile yeni niyet mektubuna ilişkin çerçeve anlaşma pazarlığı ile geçirdi... Derviş bugün atılacak imzanın umutla beklenen ve acil bankalar reformunda kullanılacak dış yardımın habercisi olacağının farkında... Ne var ki bu kez iş IMF hatta Dünya Bankası ile bitmiyor.

Washington'daki en kıdemli Türk gözlemcilerden Bülent Alirıza ABD'deki yeni yönetimin üç ekonomik trendini aktarıyor: 1) Bush yönetimi IMF'nin kriz yönetimini beğenmiyor. 2) Ülkede vergi indirimi ve harcama kısıntısına giderken uluslararası arenada milyarlarca dolarlık operasyonlara girmeyi uygun bulmuyor. 3) Hele ABD vergi mükellefinin parasını Rusya ve Türkiye gibi ülkelerde güçlü enflasyon-yolsuzluk lobisine dağıtmayı hiç düşünmüyor.

Zaten Washington'daki Türkiye'ye en yakın think-tank kuruluşları arasında sayılan CSIS'ın web sitesinde yer alan makalenin başlığının ‘‘Türkiye krizi: Özünde yolsuzluk’’ başlığının seçilmesi yeterince anlamlı bulunuyor.

* * *

Enflasyon ve yolsuzlukların Türkiye'yi uçuruma sürükleyen arabanın atları olduğu gerçeği aslında her gün gazete haberlerinde anlatılıyor... İşte size son örneği:

‘‘Emniyet, bayram sonrasının ilk operasyonunu Ağrı'da yaptı. 6 aydır izlenen çetenin, hayali ihracat yapıp haksız vergi iadesi aldığı, Türkiye'ye ithali yasak olan bazı ürünleri soktuğu ve bu yollarla, trilyonlarca liralık vurgun gerçekleştirdiği belirlendi. 13 kişi tutuklandı. İşin Ankara'da bazı bürokratlara uzanabileceği öğrenildi. Emniyet yetkilileri, Ağrı'daki operasyona puroyla bir ilişkisi bulunmamasına rağmen ‘Puro operasyonu' adını verdi.’’

(Saygı Öztürk, Star Gazetesi, 12 Mart 2001)

Puro Çetesi’nin gelir kaynakları belli: İhracat ve İthalat rejimi... Enflasyonun yarattığı garip teşvik sistemi. Balina Çetesi ihracat yolsuzluğundan yemlendi, Buffalo Çetesi ithalat rejiminden... Puro Çetesi her iki rejimin de defosundan yararlandı...

Puro Çetesi ve türdeşlerine ödenen haraç enflasyon nedeniyle bozulan ekonomik istikrarın telafisi için yaratılan çarpık sistemin ürünüdür... Ne hazindir ki aynı haraç enflasyonu besler.

Ve geldik ‘‘Puro Çetesi’’ adına...

Neden ‘‘Puro Çetesi’’ biliyor musunuz? Çünkü çetenin lideri tanesi 60 milyon liraya satılan purolardan içiyor.

Sizin gücünüz yeter mi?

Demek ki enflasyonla mücadele yolsuzlukla mücadeleye hizmettir. Tersi yani yolsuzlukların azalması da enflasyonu düşürmeye yardım eder.

KARŞI GÖRÜŞ KATKI

‘‘Yazınızda Suudilerin dünyadaki köktendinci akımlara ve kişilere destek verdiğini ama iş kendi topraklarına sıçrayınca da nasıl onları dize getirdiğini yazmışsınız. Çok doğru bir tespit ve bu tespite ben de katılıyorum. Ancak size katılmadığım bir şey var ki o da; bir bağımsızlık ve onur mücadelesi veren Çeçen kardeşlerimize yaptığınız ‘fundamentalist' yakıştırmasıdır. Dünya Afganlıların yıktığı -ki hiç desteklemiyorum- Buda heykellerine gösterdiği tepkinin yarısını dahi, bir insanlık dramının yaşandığı, Rus zulmü altında inleyen bir avuç Çeçen'e göstermemektedir. İslam dini ne Suudluların ne Ladin'in ne Çeçenlerin ne de bizim çarpık laik ve din anlayışlı ‘resmi dindarların' güdümü altındadır. Onu anlatan anlatmış, yaşayan yaşamış, kapalı hiçbir konu kalmayacak şekilde ‘güvenilir' alimler de dini açıklamışlardır. Merak edenler yazılan sahih kitaplara bakabilirler. O açıdan sapık, narsisist, faşist, şövenist şahsi girişimler dine gölge düşürmezler ve sizin gibi münevverler de o gibi insanlara-akımlara bakıp da karar vermemelidirler diye düşünüyorum. Not: Çeçen ya da Arap değilim. Türkiyeli bir Türküm.’’

(Emre Salman)

Yazarın Tüm Yazıları