Yılın siyasi balonu uçuyor

ANKARA
YILIN siyasi balonu havada uçuyor, yakında borsa endeksine çarpıp patlarsa şaşırmayın.Başbakan benim de katıldığım Almanya gezisinde Çankaya adaylığı için çok güçlü sinyal verdi.

Ama anlaşılan Tayyip Erdoğan'ın adaylığını örtülü ilanı olarak algılanan açıklamaları bazılarının işine gelmedi. Mesela partideki genel başkan yardımcılarının.

Öyle ya, başkan değişirse adamlarına da yol gözükür.

Teşkilata "Sakın anketlerde Tayyip Bey'in adaylığına destek vermeyin" diye baskı kuranlar, bu kez işi daha ileri götürdü. Kritik MKYK toplantısı hakkında haberciler yanlış yönlendirildi.

"Sürpriz olacak, şok yaşanacak" balonu uçuruldu. Kıymeti kendisinden menkul bazı aklı evveller hemen gardıroptan lacilerini çıkardı, nöbete durdu.

Ama bu balona asıl sevinen İstanbullu borsa simsarları oldu.

Paralarını zaten "Erdoğan aday olmayacak" şıkkına bağlamışlardı.

"Tayyip değil, Gül çıkacak" rüzgárıyla Borsa zirveye taşındı.

Siyasi bağlantıların bilinmesi balonun müşterisini artırdı.

Peki işin aslı neydi derseniz.

Bana sorarsanız bugün yani 21 Nisan itibarıyla Tayyip Erdoğan'ın pozisyonunda değişiklik yok.

Çankaya adaylığı niyeti ağır basıyor, önünde engel görmüyor.

Eğer 25 Nisan akşamına kadar önüne mayın döşenmezse kuvvetle ihtimal aday olacak.

Ve eğer aday olursa, sadece muhalefetin ve sivil toplumun değil...

SPK ile İMKB'nin de harekete geçmesi gerekiyor.

Son iki günlük spekülasyonun kaynağını ve boyutunu araştırmak asli görevleri.

Herkes kendi şeytanını taşlıyor

10 yıl önce Gaziantep'te Fuar'da İncil satılan tezgáh bombalandı.

4 yaşında bir çocuk öldü, 24 kişi yaralandı, bombacı imam yakalandı.

İşin ilginci kullanılan el bombasının izi çevik kuvvet polisine dayandı.

Polisin evinde yapılan aramada aynı bombadan 7 adet daha bulundu.

Polis, "Evim kenar mahallede, terörist korkusuyla sakladım" dedi.

Ama soruşturmada bombaların PKK'ya karşı operasyonda örgütten ele geçtiği anlaşıldı.

Kafanız hálá karışmadıysa son sürprizi de ekleyelim: İncil tezgáhına atılan, polisin verdiği, PKK'dan ele geçen el bombası NATO malıydı.

Yani Hıristiyan üretimiydi!

Alın size mahkeme kayıtlı komplo teorisi...

İsterseniz Malatya katliamında bozdurup bozdurup harcayın.

Ama diyoruz ki; silaha, külaha, örgüte, derin devlete takılıp kalmayın.

Bakın muhafazakár medya sol mirası gelenekle her cinayetin arkasında devleti arıyor.

Liberallerse, "Bu kez hangi örgüt" diye meraka kapılıyor.

Sorarım size, her cinayette aynı rutin fetişizm ne kazandırıyor. Hiç.

Aksine belki de en güçlü cinayet sebebini gölgede bırakıyor.

Türkiye'de her kesim yıllardır kendi şeytanını yaratıyor.

Liboş'la başladık, laikçiyle sürdürdük, türbanı mahkûm ettik... Her azınlığı ayrılıkçı ilan ettik, yüzde 99'u Müslüman ülkede misyonerden korktuk.

Bu güzelim ülke lanetliler bahçesine döndü. Herkes kendi şeytanını taşlamaya başladı.

İşte o yüzden cesedin kimliğinde bile anlaşamıyoruz.

Kimimize göre şeytan, diğerlerine göre şehit.

Asıl tehlikeyi görün artık.
Yazarın Tüm Yazıları