Paylaş
DİŞİSİNİ ararken rakı şişesinde boğulan, salya-sümük jiletle kendisini doğrayan çaresiz Türk erkeği, vuslat ertesinde ilgisini yitirince, mal saydığı eşini hırpalar, hor kullanır... Bu tür yaygın duygusal özür vakalarında en basit format fetih ve mülkiyet sürecinden ibarettir. Daha ilerisi için ne akıl, ne de ihtiras yeterlidir...
O yüzden bir kentin fethini yarım bin yıldır bıkıp usanmadan kutlayanların Fatih'in seçimine akıl erdirmeleri zaten mümkün değildir...
Fransız tarihçi L.S. de Camp iki bin yılının en önemli kentlerini saydığı kitabına, ‘‘Bir zamanlar New York Boğaziçi kıyısıydı’’ başlığını uygun gördü...
Beş yüz yıldır sıkışınca fetih gardrobunu açan fikri travestilerin aynı kentin bugünkü küresel coğrafyadaki raytingini hiç umursamamaları sadece rastlantı mı sanıyorsunuz... Eğer öyleyse etrafınızda yılkı atı gibi dolaşan kadınların analarından böyle doğduna da inanırsınız...
* * *
Avrupa şampiyonu çıkaran ama Fatih'in (Terim) terk ettiği bu ülkenin yarım bin yıldır fetih törenleri düzenlenen kentinin Fatih semtinin karakolunda zanlılar Filistin askısında işkence görüyor, polisler suçun cezasını dayakla vererek adalet dağıtıyor...
(Bu nedenle sizin-benim gibi sıradan bir adem cumhurbaşkanı seçilince önce ‘‘polis devletinden’’ yakınıyor.)
Avrupa şampiyonu yetiştiren ama Fatih'in terk ettiği bu ülkede topa tekme atanlar 13 milyon dolar kazanırken, üniversite öğretim görevlileri bakın kaç para aylığa talim ediyor: ‘‘Bugün itibariyle üniversitede çalışan bir araştırma görevlisinin aldığı aylık 383,73 dolardır. Lütfen bu sefil maaşı yazınız... Neden fedakárlık yapalım? (Kesin aklınızdan geçmiştir diye yazdım.) Birileri 500 trilyon götürsün diye mi? Gırtlağımıza basıp söküp aldıklarını -sonunda kendi ceplerine akacak olduğu için- yandaşı holdinglere aktarsın diye mi?’’ (C. Gazioğlu/Araştırma Görevlisi)
* * *
Gerek oyuncu, gerekse teknik adam açısından dış rekabete tamamen açık futbol sektöründe yetişen, ehliyetini sadece bu ülkede değil Avrupa çapında kanıtlamış Fatih Terim neden kalsın ki?
Onu tutmaya çalışacağımıza üniversitelerimizi uluslararası standarda yükseltecek beşeri ve fiziki yatırımlara kafa yorsak ya...
UEFA Kupası'ndan sonra Fatih'in işi bittiğine göre, miras bıraktığı takımı adaşının fethettiği İstanbul'dan daha iyi korumaya çalışsak ya...
Yoksa zor mu gelir...
* * *
Bakmayın siz etrafta ‘‘Ne yaptıysam vatan için’’ diye dolaşan şarlatanlara... Halk arasında gerçekten vatan için öne çıkanlara ne denilir bilirsiniz: ‘‘Vatan kurtaran şaban’’.
Zaten bu devirde ‘‘Vatan kurtaran Fatih’’ beklemek abestir.
O yüzden malını sadece Türkiye ve yurtdışındaki Türkçe konuşanlara satabilen bir kalem işçisi olarak Fatih Terim'i kararından dolayı biraz da imrenerek kutluyor, teşekkürü borç biliyorum.
Paylaş