Paylaş
1) “Abdullah Öcalan ile görüştük pazarlığa hazır. Ayrıca müzakere için DTP’ye yetki verecek.”
2) “DTP ile anlaştık, Sinn Fein gibi davranacak. PKK’yı silah bırakmaya zorlayacak.”
3) “Talabani ve Barzani PKK’yı kesin kovacak. Çünkü ABD çekiliyor, tek güvenceleri Türkiye.”
* * *
Siyasi otorite bu varsayımlar ışığında karar verdi. Ama açılımın daha ilk haftasında hepsi çöktü:
1) Abdullah Öcalan’ın hedefi İmralı’dan kurtulmaktı. O yüzden PKK’nın silahlarından vazgeçmedi.
2) DTP, PKK’nın siyasi ipoteğinden kurtulamadı. Hükümete muhatap olmadı,İmralı’yı adres gösterdi.
3) Iraklı Kürt liderlerin tek derdi PKK’dan kurtulmaktı. Eve dönenlerin eline silah tutuşturmadıkları kaldı.
* * *
Neticede çanak çömlek patladı. Asker ile PKK karşı karşıya kaldı.
Eskiye döndük. Hatta sivil darbeye daha da yaklaştık. İlk fatura kapatma ile DTP’ye kesildi. Bakalım hükümete yanlış bilgi verenlere ne olacak?
İkinci perde
DTP kaybetti, iktidar partisi zorda. Ama Kürt sorunu aynen devam ediyor.
Artık top muhalefetin sahasında. Sadece eleştirmeyip öneri getirmeleri gerek.
Meclis’e veda zor
DTP beklediğim gibi karar verdi. Meclis’teki siyaset zeminini terk etmiyor. Sadece karar sorumluluğunu paylaşmıyor. Yani açılımın kaderi artık sokağa, dağa bağlı. DTP’li vekillere gelince... Muhtemelen yeni parti kurulur. Siyasete o adreste devam ederler. Olan Ahmet Türk’e oldu.
Sistem partisi zorda
DTP kapatmayı iktidardan biliyor. Ahmet Türk açıkça fırsatçılıkla suçluyor. Mesele giderek kan davasına dönüşüyor. İktidar partisinin Güneydoğu’da işi zor. Bırakın siyaseti, açıkça hedef gösteriliyor. Ama mesele iktidarı aşan boyutta. Çünkü oradaki tek sistem partisi eriyor. Siyasi temsil kalmıyor ki, çok tehlikeli.
Paylaş