Paylaş
İSTANBUL kentinin ortasında jandarmanın, şirketlerin muhasebe kayıtlarını istemesine sık rastlanmaz. İşte o yüzden bugünlük yeni ekonomik paket yazılarına ara vererek, köşeyi Beyaz Enerji operasyonuna ayırdık. DGM Savcısı Talat Şalk'ın yönetiminde süren soruşturma çerçevesinde önceki gün muhasebe kayıtları ve bazı evrakına jandarma tarafından el konulan Park Holding'in sahibi Turgay Ciner'le konuştuk. Fezlekede yer alan rüşvet ve kayırma iddiaları ile işadamı Turgay Ciner'in yanıtlarını alt alta sıraladık.
* * *
BİRİNCİ İDDİA:
‘‘Muzaffer Selvi (Eski TEAŞ genel müdürü, tutuklu) kendisine Çayırhan Enerji Santralı'nın işletme hakkını devralan Park Holding ortaklarından Erhan Aygün'ün yine yardım niyetinde 100 bin dolar verdiğini...’’
CİNER'İN YANITI:
‘‘Erhan Aygün, Park Holding'in ortağı değil 8 bin 500 çalışanından birisidir. Bizim Çayırhan'a ilk ilgimiz 1995'e dayanır. O tarihte kömür çıkarmak için Alman ortağımızla birlikte 230 milyon Alman Markı yatırım yaptık. Ardından 1997 yılı nisan ayında Refahyol döneminde işletme hakkı devri gündeme geldi, biz kazandık. 2000 Ocak ayında herkes tahkim yasasından doğan hakkını kullanmak isterken biz Danıştay'ın onayladığı çerçevede kaldık. Santralın işletme imtiyazını 30 Haziran 2000 tarihinde 20 yıllığına üstlendik.’’
‘‘Önce 85 milyon dolar ödedik, önümüzdeki 30 Haziran (2001) 100 milyon dolar daha vereceğiz. Santralı devlet işletirken üretim maliyeti 11.6 cent düzeyindeydi, şimdi 4.3 cente düştü. TKİ'nin ocağında bin 500 personel vardı, yevmiye başına üretim bir tondan azdı. İki ay sonra 500 kişi emekliye ayrıldı, ama aynı rakam 3 tona çıktı, şimdi 11 ton. Sonuçta devlet 464 milyon dolara elektrik üretirken bugün bize 172 milyon dolar ödeyip daha fazla enerji alıyor.’’
‘‘Üç yıllık imtiyaz devri sürecinde tam 3 bin 207 imza topladık. Danıştay, Rekabet Kurulu, Bakanlar Kurulu, Hazine yine Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanlığı onayı. Ben asla rüşvet vermem. Ama böyle bir sürecin hangi aşamasında rüşvet işe yarar ki zaten. Üstelik son üç yılda cumhuriyet tarihinin toplamına yakın enerji ihalesine çıkıldı. Bunların çok ama çok az bölümü TEAŞ'a ait. Zaten Çayırhan'ın muhatabı da Enerji Bakanlığı Enerji İşleri. Neden TEAŞ Genel Müdürü'ne rüşvet ödensin ki?’’
* * *
İKİNCİ İDDİA:
‘‘Muzaffer Selvi, Esenboğa Havalimanı yanında yapılacak Gezer Santral ihalesini AKSA Şirketi kazandı. Ancak Bakan Cumhur Ersümer ihalenin üçüncü sıradaki Park Holding'e verilmesi konusunda bize baskı yaptı...’’
CİNER'İN YANITI
‘‘Çatalağzı projesi bize geçince, Çayırhan'ı da düşünerek Ankara'daki mobil santral ihalesine katıldık. Ama kazanamadık. Beşiktaş Kulübü yönetiminden gayet iyi tanıdığım, ailecek görüştüğümüz jeneratör üreticisi bir arkadaşımız kazandı. Kendisine işi bize devretmesini önerdim, görüşmeler bir ay sürdü. Sonuçta bir milyon dolar ödeyerek işi aldım. Şimdi eğer benim adıma bir kayırma, himaye söz konusu olsa ben neden bir milyon dolar ödeyeyim ki?.. Ayrıca sayın bakan neden örneğin Çayırhan gibi dev projede değil de gezici santral işinde yardım etsin ki?’’
* * *
Turgay Ciner'in ismi bir dönem DYP'ye, son günlerde ANAP'a yakın işadamları arasında sayıldı. Ciner ise tek suçunun ‘‘Tek başına iş yapma arzusu’’ olduğunu söylüyor, kimsenin önünde eğilmediğini vurguluyor.
Yorumsuz aktarıyoruz.
KARŞI GÖRÜŞ-KATKI
‘‘Siyaset bilimcilerin ileri sürdüğü fakat politikacıların beğenmediği bir öneri vardır: Oy pusulalarına adaylar için konulan kutuların yanına bir de ‘hiçbiri' kutusu koymak ve bununla seçmenin oy vermeyerek ya da geçersiz oy vererek göstermek istediği güvensizliği dile getirmek ve ölçmek. Kanımca tüm ulus bu aşamada, irdelemek, eleştirmek, şüpheci yaklaşımlar sergilemek yerine, Kemal Derviş'ten politikacıların hiçbirine güvenmediğini göstermek için yararlanmalı ve kayıtsız şartsız destek vermelidir.’’ (Reştan Aras)
Paylaş