ANKARA BİR günde on beş şehit veren Türkiye’nin başkentinde dün peş peşe zirveler düzenlendi.
Öğle saatlerinde Başbakanlık kaynaklarına, "Kuzey Irak tezkeresi var mı?" diye sordum. "Şu an için gündemde değil, Köşk toplantısında Genelkurmay Başkanı talep ederse durum değişir" denildi.
1 saat 15 dakikalık üçlü (Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı) zirveden de tezkere beklentisini güçlendiren bir rüzgár esmedi. Oysa hatırlarsanız, seçim öncesinde göstermelik dahi olsa Meclis’ten geçecek tezkerenin dünyaya Türkiye’nin kararlılığını göstereceği yorumları yapılıyordu. Bugüne gelindiğinde... Muhtemeldir ki, hükümet yarınki sözde Ermeni soykırımı tasarısı oylaması öncesinde ABD ile yeni bir gerginliği tetiklemek istemedi, temkini elden bırakmadı.
Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’na uzun bir aradan sonra Başbakan başkanlık edecek. Dolayısıyla asker kanadından da İkinci Başkan yerine Genelkurmay Başkanı’nın katılması olası. İşte bu kritik toplantıda detayına inilecek Köşk kararları, Başbakan tarafından gelecek ay Washington’da Başkan Bush’a iletilecek. Gerisini şimdiden kestirmek zor!
Vize yüzünden aldım
HAZİNE Bakanı Mehmet Şimşek, 36 yaşında genç bir politikacı. Dün Milliyet’te Önder Yılmaz, başarılı gazetecilik örneği sergiledi. Bakanın İngiliz pasaportu ve çifte vatandaşlığını yazdı. "Doğru mu?" diye sorduk, doğruymuş.
Peki gerekçesi ne? İşte merak edilen yanıtı:
"Merrill Lynch’te biliyorsunuz Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’daki 40-50 ülkeye bakıyordum. Çok sık seyahate çıkıyordum. Türk pasaportu ile vize başvurusu bazen haftalar alıyordu. Çok pratik bir ihtiyaçtan dolayı, işimi kolaylaştırdığı için İngiltere pasaportu edindim."
Hemen ardından ek bir izahat da eksik bırakılmıyor: "Tüm bu süreç Türk makamlarının bilgisi dahilinde ve yasal zeminde yürütüldü." Yani, "Aman benim durumumu Türkiye’ye haber vermeden ABD vatandaşlığına geçen Merve Kavakçı ile karıştırmayın" uyarısı da unutulmuyor.
Biliyorsunuz Şimşek’in ismi Merkez Bankası Başkanlığı için de önerildi, kabul görmedi. Kararnamesi yazılırken çifte vatandaşlığı var mıydı? "Kararname 2006 Nisan ayındaydı, çifte vatandaşlığa temmuz ayında geçti" deniliyor.
Son olarak da bir sitem: "İnsanların pozitif enerjileri bu tür konularla tüketilmesin lütfen."
Belki de Mehmet Şimşek haklıdır... 4 milyon insanı yurtdışında yaşayan Türkiye’de çifte vatandaşlık artık haber olmaktan çıkmalıdır.
Ayrıca tıpkı CHP Lideri Deniz Baykal’ın dediği gibi, "Bir insan sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ülkeye ihanet edebilir, bir insan birden fazla vatandaşlığı olsa bile ülke menfaatlerini koruyabilir."
Yine de Bülent Gültekin’i unutmadan edemiyorum. Tanıyanlar bilir, 1993 yılında Merkez Bankası Başkanlığı’na geldiğinde ABD vatandaşlığını bıraktı.
Sayın Bakan’ın da artık kırmızı pasaportu var.
Ne vizeye ihtiyacı kaldı, ne de başka ülke vatandaşlığına.
Bülent Gültekin örneğinin tekrarı inanın çok daha şık olur.
MHP, CHP’den farklı olmalı
MHP seçimden bu yana Cumhurbaşkanlığı krizinde iki kez AKP’nin imdadına koştu.
Ama öte yandan, terör konusunda hükümeti "ihanet" ile suçlayacak kadar ileri gitti.
Çelişki mi? MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı’ya göre değil.
"Doğrusunu yapıyoruz" diyor ve ekliyor: "CHP ile MHP’nin politikalarında ayrışma olması lazımdı."
Doğrusu seçim öncesinde gündeme gelen CHP-MHP iktidarı senaryosu her iki partiye de yaramadı, tabanın içine sinmedi. O yüzden belki de farklılaşmada hayır vardır.