Paylaş
Müvekkili ayrıntıda saklıdır.
* * *
Deniliyor ki...
“Teslim olan PKK’lılar sürecin samimiyet testidir.”
Öyle mi, peki 10 yıl önceyi unuttunuz mu?
1 Ekim 1999 günü sekiz PKK’lı teslim oldu.
Kendi anlatımlarına göre iyi muamele gördüler.
Mahkemede aldıkları cezayı çekip serbest kaldılar.
Dağdan düze inip, aramıza karıştılar.
Bundan iyi samimiyet testi olur mu?
* * *
İmralı üzerinden PKK ile görüşüldü, ikna edildi.
Abdullah Öcalan talimatla önce 34 kişiyi yolladı.
Devamı pazarlığa tabii...
...
Pardon ama biz bunca şehidi neden verdik?
Eğer PKK’yı dağdan indirmek içinse...
Belli ki yetmedi.
Çünkü şimdi daha düne kadar teröristbaşı dediğimiz...
Öcalan’ın otoritesine sığınılıyor,
* * *
Sanmayın ki...
Akan kanın durmasına itirazım var.
Sadece amaç her defasında aracı aklamaz.
Hukuku, siyaseti ezip büzmeyelim.
Eğer başka çare yoksa, genel af ilan edilsin.
Çok daha namuslu olur.
Teslim olmaya geldik bahanesiyle, demokrasi için son umudu tüketmeye, süreci teslim almaya çalışana prim verilmez.
Galip ve mağlup
BUGÜNE kadar Türkiye’de kimse kökeni nedeniyle hedef seçilmedi, öldürülmedi. Yani etnik nefreti pek tanımadık. Ama DTP’nin açılım sürecindeki politikası beni korkutuyor artık. |
Çünkü dağdan inenler zafer kazanmış ilan edilecekse...
Sormak lazım gelmez mi, bu savaşın mağlubu kimdir?
Daha önemlisi barıştan söz ederken böyle sorunun yeri var mıdır?
80 sınıfı
1980 iktisat mezunlarına ilk veda eden Adnan Büyükdeniz oldu. Her renkten, cinsten farklı bir sınıftı, Mustafa Özel’inden, Umur Talu’suna kadar. Çoğumuz farklı işlere yöneldi, diplomasına, mesleğine sadık kalan ender isimlerdendi rahmetli Adnan. Gençliğinde yüz vermediği siyaset en olgun ve verimli çağında devlette görev almasını önledi. Adnan biraz üzüldü ama olan asıl memlekete oldu. Adnan’a rahmet, ailesine, dostlara başsağlığı diliyorum.
Paylaş