ANKARA DÜN sabah programında (CNN-Türk-Parametre), "Devletin başına türban geçirilmez. Yakasına parti rozeti takılmaz. Türbanlı hákim olmaz. Aksi halde Nazi üniformasına döner" dedim.
Siyasi İslam çizgisi makul bir internet sitesinde, "Türbanı Nazi üniformasına benzetti" diye çarpıtıp bendenizi yığınla yorum/mesaj ve küfrün muhatabı kıldılar.
Ama aslına bakarsanız fena yapmadılar...
Haftalardır, "Türban üniversitede serbest kalsın" diye yazdıkça karşı çıkanlara şimdi de "simetrik marjinaller" eklendi, büyük resim daha anlaşılır hale geldi. Demek ki bu ülkede, "Türban yüzünden genç kızların eğitim hakkı ellerinden alınmasın" diyenin hakkı;
1) "Sen ülkede din devleti kurulsun istiyorsun" suçlamasıdır.
2) "Tesettürlü hákim istemiyorsan din düşmanısın" saçmasıdır.
Hakikaten öyle mi? Tabii ki değil.
Çünkü en aşırısını talep edenlere, işi hemen en uca taşıyanlara "marjinal" denir. Merkezin siyasetinden, iş yapma, sorun çözme biçiminden uzak oldukları için pek dikkate alınmazlar.
DEVLET NEDEN TARAF TUTAMAZ?
Tekrar ediyorum, devlet taraf tutamaz.
Aksi halde devletin en temel vasfı zedelenir.
Bugün Mehmetçiğe kurşun sıkan hainler ne diyor?
Türk devletini akıllarınca nasıl aşağılıyor?
"TC" diyerek değil mi? Kürt vatandaşta, "Bu senin devletin değil, sadece Türklere hizmet ediyor, sana hayrı yok" izlenimi yaratılmak isteniyor.
Türk’le Kürt ayrı tutularak düşmanlığın sözde gerekçesi aranıyor.
Peki şimdi türbanlı hákim, savcı, doktor, öğretmen isteyenlere soruyorum.
Gönlünüzden geçen rejime "Türban Cumhuriyeti" yani kısaca "TC" adını taksam iyi mi olur?
Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkan, hatta uğruna can veren herkes... Sizin Türban Cumhuriyeti’nize de sadık kalır mı sanıyorsunuz. Dikkat edin, en tehlikeli bölücülüğün eşiğindesiniz. Cumhuriyet’in vatandaşlarını inançlı ve imansız diye ayırmaya kalkıyorsunuz.
LAİKLERE DÜŞEN AŞIRIYI AYIKLAMAK
Keşke türbanda hak ve hukukun sınırını ben değil AKP savunsaydı. Ama ne yazık ki 15 Ocak’taki, "Doğru ama eksik kaldı" başlıklı yazımda korktuğum başıma geldi. Başbakan, üniversite için türbanda özgürlükten söz etmekle yetindi, hukuki sonuçlarını ve sınırını es geçti. Cesaret bulan vekiller, belediye başkanları "bu daha ilk adım" diye havasına girdi.
Peki AKP kaytarıyorsa ne yapacağız, illa yasakta mı direneceğiz?
Bence hayır. Yıllar önce de yazdığım gibi türban meselesini çözmek laiklere düşer. Muhafazakár partiler ya istismar niyetinden, ya da mahalle baskısından dolayı bu işi beceremez.
En doğrusu, artık kimsenin türban sorununun arkasına saklanmasına izin verilmemesidir. Gerisi yani din devleti arzusunu taşıyan marjinallerle uğraşmak çok daha kolaydır.
Son bir not... Hálá anlamak istemeyenler varsa çizgim şudur:
Herkesin kutsalına saygılıyım ama kutsal devlete isyan hakkımdır.