LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
İstanbul/HannoverBU yazıyı gazeteye yolladıktan birkaç saat sonra Başbakan’la Hannover’e uçacağız.
Yoldaki sohbette Başbakan, muhtemelen Cumhurbaşkanı’na yanıt vermek isteyecek.
Gazetecilerse Çankaya kararı için yine ağız yoklayacak, niyet okuyacak.
Başbakan kafasındaki takvime uygun olarak ser verip vermeyecek, hatta eğlenecek.
Bunları yazınca aranızda Ankara mitinginin coşkusunu atlamamış olanlar kızacak.
Olsun, kızanlar da bizdendir!
***
Aslında kulunuz ve birkaç kalem daha, geçen yıl bu zamanlar Başbakan’ın Çankaya niyetini yazmaya başlayınca...
Sadece Tayyip Erdoğan’ı Çankaya’da görmek istemeyenler değil, bizzat Başbakan da tepki gösterdi.
Erdoğan’ın "nisan ayına kadar konuşmayacağım" kararı, Çankaya meselesinin erken tartışılmasını önleme amacını ortaya koydu.
AKP sustu, muhalefet her geçen gün sesini yükseltti ve son viraja gelindi.
Önce tespit, ardından tartışma ve sonunda Tandoğan Meydanı'na sığmayan gövde gösterisi.
Adım adım işleyen erken uyarı sistemi, iktidarı ve muhalefetiyle herkesin işine yaradı.
***
Önce Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt konuştu, ardından Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer.
Siyasetçi aslında kurumsal uzlaşma aramalıdır, ama kimi zaman işine gelmeyeni duymak istemez.
Ne var ki Tandoğan Meydanı’ndan yükselen halkın sesidir ve kulak vermemek olmaz.
Başbakan, 14 Nisan miladından sonra siyaseten fena sıkıştı.
Toplumsal muhalefeti göz ardı ederek Çankaya’ya çıkma kararı verirse sonucu seçim sandığına yansıyabilir.
O yüzden Tandoğan’a rağmen Çankaya kararı sadece muhalefeti değil AKP seçmenini bile kızdırır.
Ancak Tayyip Erdoğan’ın Tandoğan’dan sonra vazgeçmesi de kolay değildir.
Çünkü (belki karar vermemiş olsa bile) Çankaya’dan vazgeçmesi, siyasi teslimiyet olarak algılanacak.
Seçim yarışına AKP yaralı ve muhalefet tam aksine moralli ve güçlü başlayacak.
***
Eğer sadece Büyükanıt ve Sezer konuşsa ama Tandoğan Meydanı boş kalsaydı...
Başbakan kurumsal açıklamaları "muhtıra" sayıp Çankaya’dan vazgeçseydi...
Tıpkı 2002 seçimi öncesinde olduğu gibi bu halk mağdura sahip çıkardı.
Tayyip Erdoğan belki Çankaya’ya çıkamaz ama seçimde silip süpürürdü.
Ama 14 Nisan’da Tandoğan’da bu denklem değişti.
Çünkü adaylık tabii ki Tayyip Erdoğan’ın demokratik hakkı.
Kimse hak yasaklamasına gidemez.
Ama halk da "Biz seni istemiyoruz" diyor.
Bu da demokrasinin en yalın formatı.
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları