Paylaş
Yine geldik duvara dayandık...
Son üç Hazine müsteşarı istifa etti, Hazine Bakanı kafasına kurşun sıktı, Başbakan'ın 1980 öncesi lobi fobisi tuttu... Yakın tarihin bizce en ciddi skandalının görünür sebebi ‘‘borsa spekülasyonu’’...
Deniliyor ki, bazı spekülatörler önce borsayı düşürdü, ucuz fiyatla hisse senedi topladı, ardından borsayı yükseltip, ellerindeki káğıtları boşalttı... Peki bu spekülasyonu nasıl becerdiler sorusunun yanıtı da var:
-IMF, Türkiye'ye devalüasyon önerdi. Bu önerinin yer aldığı bir belge, bir bürokrat tarafından eski hazine bakanına (ANAP), oradan da eski başbakana (ANAP) ulaştı. Sonunda başbakanın akrabası bir borsacının eline geçti...
Gelin bu iddiayı borsa endeksiyle sınayalım...
Borsa endeksi 21 Haziran-25 Haziran haftasında 5 bin 321 puandan, 4 bin 941 puana geriledi... Yani borsadaki düşüş beş günde 7.1'i buldu. (İktisatla arası pek iyi olmayanlara izah edelim... Devalüasyon ihtimali döviz kurlarında artış anlamına geldiği için borsadaki paranın kaçıp dövize yönelmesi beklenir. Bu durumda borsa düşer, döviz fiyatı artar.)
Gerçi döviz kurları üzerinde ciddi bir baskı yok, ama haydi diyelim ki, bir grup uyanık borsayı düşürüp ucuza káğıt toplamayı başardı...
Ama ya borsayı yükseltmeyi nasıl becerdiler... Hem de devalüasyon dedikodusunun ayyuka çıktığı günlerde...
Borsa profesyonellerine göre, bir gazetenin ‘‘IMF'den dolarlar geliyor’’ manşeti, endeksin yükselişinde çok önemli rol oynadı. Bir hafta önce ucuz káğıt toplayanlara gün doğdu. İşlem hacminin katlanmasını da fırsat bilenler hisse senetlerini elden çıkardı.
* * *
Özetlersek, borsada iki haftada, sonunda ikisi de yanlış çıkan beklentilere bağlı spekülatif pozisyonlar söz konusuydu... Devalüasyon korkusuyla düşen borsa ‘‘milyarlarca dolar gelecek’’ palavrasıyla tavana vurdu... Biraz daha derine inersek, her iki spekülasyonun altından toplumsal itibarı en düşük iki meslek grubu çıktı...
Devalüasyon dedikodusunda kaynak olarak siyasiler gösterildi, bir hafta sonra da medya mütefekkirlerine inananlar yandı.
‘‘Medya zaten uzun zamandır geçmiş kredisinden yiyor’’ diyerek iğneyi geçiştirip çuvaldıza gelirsek. Aklımıza takılan bir soru var...
Neden, ‘‘ANAP'lı bakan, eski başbakan ve akraba borsacı çete kurdu, malı götürecekler’’ dedikodusu çıkınca herkes inanıyor...
Sanırız yanıtı yakın tarihte saklı...
Kim Başbakanlık Konutu'nda sabaha karşı banka pazarlığı yaptı?.. Hangi başbakanın oğlunun borsa vurgunu ortaya çıkınca, annesi ‘‘İnsaf edin, dikili ağacı bile yok’’ dedi?.. Kim bu ülkede hayali ihracatçıları, altın kaçakçılarını affetti?.. Peynir reklamındaki gülen inek gibi rahatlamasınlar... Hiçbirimiz unutmadık. Kimimiz hesap sormak için, bazılarımız hırsızlıklarına ortak olmak için... Ama unutmadık.
Son spekülasyonun ne malzemesi belli, ne de belgesi var...
Ama aslında en geçerli kanıt ortada: Sabıka kaydı.
Paylaş