Enis Berberoğlu: Sıklet meselesi






Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

ESKİLER umulmadık hoppalık karşısında ‘‘Ağır ol da molla desinler’’ diye tepki verir. ‘‘Ağırlık’’ necip milletimizin takıntısıdır. Çağrıldığınızda öyle hemen başınızı çevirmeniz hafiflik sayılır. Başaltı pehlivanı misali tüm gövdenizle ve en önemlisi ağır ağır sese dönmeniz tavsiyeyi şayandır.

Hele siyasetçinin en ağırı makbuldür. Sadece tartıda ağır çekeni değil, siyasi ağırlığını hissettireni lafını dinletir. Gerisi vız gelir.

Bu format size-bana, hatta Sayın Enis Öksüz'e ters gelebilir.

Ama dar ceketi çıkarmak ayrı iştir, sığamayıp yırtmaya kalkmak hatadır.

Kemal Derviş'in Enis Öksüz'e ağır basması işte bu yüzdendir.

* * *

Tele-demokrasinin nimetinden yararlanıp CNN Türk'ün canlı yayınında Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'ün basın toplantısını izlerken önümüzde mali piyasalardaki parametreleri anlık yansıtan Reuters ekranı vardı.

Piyasaların Telekom krizine tepkisini ilginç buluyoruz.

Piyasa oyuncuları ısrarla Enis Öksüz'ü ciddiye almamakta inat ediyor.

Bankaların para piyasası yöneticilerinin çoğu 30'lu yaşlarda.

Ekipleri sabahtan akşama kadar ekranda yanıp sönen okların yönünü izliyor. Bir de haber televizyonlarını.

Piyasaya her girişleri çift taraflı bıçak gibi.

Çünkü diyelim ki ABD Doları için 1 milyon 150 bin liralık satış fiyatı ilan edildi. Eğer satarlarsa nasıl ve hangi fiyatla yerine koyacaklarını da düşünmek zorundalar.

Enis Öksüz'ün saat 11.00 sularında başlayan basın toplantısında sergilediği meydan okumanın nasıl satın alınacağı merak konusuydu.

Telekom krizinin IMF anlaşması açısından tehdit teşkil edeceği düşünülürse... 1) Dolar talebi ve dolayısıyla satış fiyatı artacak. 2) Ardından bu doları satın almak üzere bankanın alım kuru yükselecek. 3) Böylece alım-satım fiyatları yukarı doğru hareket edecekti.

İnanır mısınız, döviz piyasasındaki hareket aksi yönde oldu.

Önce satış, ardından alım fiyatları on bin lira kadar geriledi.

İMKB endeksi daha açılışta 200 puan kadar geriledi.

Ama Öksüz'ün basın toplantısı sırasında sabit kaldı.

10 aylık bono faizleri önceki günkü ihale seviyesini korudu.

Kemal Derviş ABD'de ‘‘on beş günde on beş yasa’’ dedi, siyaset mızıkınca dövizde ikinci mini devalüasyon yaşandı.

Kemal Derviş, ‘‘Telekom'da umutluyuz’’ diye konuştu, Hazine ihalesiyle morali bozulan piyasa sakinleşti.

* * *

Denilebilir ki, ‘‘Derviş iyi haber veriyor, Öksüz sorun anlatıyor. Piyasanın ölümle umut arasındaki tercihi kolay’’...

Bu itiraz bir ölçüde haklıdır, ancak durumu izaha yeterli değildir. Çünkü dün Öksüz'ün açıklamaları yerine Hazine'nin iç borç vaziyetine ilişkin olumsuz bir haber gelseydi, sonucu çok farklı olurdu.

Belki de Kemal Derviş'in ‘‘Ekonomi ile siyaset ayrılsın’’ dileği yavaş yavaş yerine geliyordur, ne dersiniz?.. Köylü siyaseti veto ediliyor, ekonomik tavır selamlanıyor.

KARŞI GÖRÜŞ-KATKI

‘‘1- 15 AB ülkesinin sadece 5 tanesinde bakanlıklar lisans veriyor (Bu bakanlıkların hiçbirisi de bizdeki gibi Ulaştırma Bakanlığı değil, ya Telekomünikasyon, ya Bilim Teknoloji ya da Enformasyon Bakanlığı).

2- Bakanlığın lisans verdiği ülkelerde, örneğin Fransa ve İngiltere gibi, bakan sadece sembolik imza atıyor. Tüm prosedür ‘National Regulatory Authority-NRA' tarafından yerine getiriliyor.

3- AB'nin lisans verme yetkisinin NRA'lara verilmesi konusunda direktifleri vardır. Avrupa Birliği'nin 28 Haziran 1990 tarih ve 90/388/EEC sayılı Hizmetler Direktifi'nin 7'nci maddesinde, ‘Üye ülkeler, işletme lisanslarının verilmesinin, tip onayının ve gerekli şartların kontrolünün, frekans tahsisinin ve kullanım şartlarının denetlenmesinin, 1 Temmuz 1991'den itibaren telekomünikasyon organizasyonlarından bağımsız bir kurum tarafından yürütülmesini garanti edeceklerdir' ifadesi yer almaktadır.

4- Türkiye'nin AB Ulusal Programı'nın 334'ünci sayfasında yer alan ve bakanlığın lisans vereceği konusu ‘taahhüt' değil ‘durum tespiti' başlığı altında yer almaktadır.’’ (Dr. Yusuf ÖZBEK)

Yazarın Tüm Yazıları