IMF ile siyasi krizin dalgalı kur sistemini tartışmaya açması kaçınılmazdı. Çünkü 22 Şubat gününden bu yana daha kurun aşağı doğru yüksek oranlı dalgalandığını görmek kısmet olmadı.
Hükümetteki taban fiyatı kavgasını takip eden ve piyasaların asabını bozan kriz ortamı, kurun tek yönlü (yukarı) hareketini mecbur kıldı.
Dün bu köşede kafamıza takılan iki soruyu aktardık:
1) Siyasi riski yüksek ekonomide sabit kur tutar mıydı?
2) Merkez Bankası, döviz satışı ve faiz silahıyla kuru şimdikine göre daha öngörülebilir hale getirebilir miydi?
Dün sabah ekonomi yönetiminden kısa ama net iki yanıt geldi:
1) Sabit kurun dayanması mümkün değildi.
2) Döviz satışı kesinlikle işe yarar/yaradı. Ancak siyasi belirsizlik ortamı bu satışların devamına imkán bırakmadı. Faiz silahına gelince... Tartışmaya açık olmak koşuluyla faizin enflasyona karşı kullanılmasında yarar görülüyor.
* * *
Dalgalı kur sistemine akademik muhalefeti yorumlamak bilgi sınırımızın çok ötesine düşer. Ne var ki politik muhalefetin gerekçesini kestirmek o kadar da güç değil. Çünkü kur tercihi, politikacının manevra alanı, hata payı ve hatta daha açık deyişle saçmalama ihtimaliyle yakından irtibatlı.
Karışık geldiyse iki vaka analizine başvuralım.
Vaka bir: Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz 2000 yılında kur çıpası uygulanan programda Telekom özelleştirmesini geciktirdi. Piyasaların programa güveni aşındı, ama beklenen kriz kasım ayına kadar ertelenebildi.
Vaka iki: Ulaştırma Bakanı Enis Öksüzdalgalı kura geçildiği 2001 programında bir değil iki Telekom krizine taraf oldu. Piyasalar her iki krizde de anında tepki verdi, kur yükseldi.
Demek ki neymiş?
Sabit kur sistemi, politik faturanın ekonomik parametrelere yansımasını geciktiriyor. Ama kuru savunmak için döviz rezervi tüketiliyor.
Merkez Bankası teslim bayrağı çektiğinde, a) Kur patlaması yaşanıyor, b) Elde döviz kalmıyor.
Buna karşılık dalgalı kur sisteminde hatanın faturası hemen kesiliyor. Piyasalar politikacıyı parametreyle terbiye ediyor.
* * *
IMF'nin neden dalgalı kuru tercih ettiği de belli...
Siyasilerin neden sabit kur sistemini özlediği de...
Ama haksızlık etmeyelim, öngörülebilir kurun sayısız ekonomik faydası var: Piyasalardaki krampın giderilmesi, dış ticarette fiyatlandırmanın kolaylaşması, dövize kayışın frenlenmesi gibi...
Ama bizim siyasiler ekonomiye bu kadar düşkün olsa, herhalde gün aşırı abes krizlerle uğraşmak zorunda kalmazdık öyle değil mi?
Peki o zaman sizce neden sabit kuru isterler ki?
Sakın seçim hesabı nedeniyle olmasın?..
Öyle ya, kuru sabitlersin, kısa süreli (seçime kadar) sahte cennet yaratırsın, sonrası nasıl olsa tufan... Seçimden galip çıkarsanız, önünüzde beyaz sayfa açılır, kaybederseniz nasıl olsa gerisi sizi ilgilendirmez.