Savaş kabinesine başkan

ANKARA
ULUS’ta patlayan bomba, Güneydoğu şehitleri, ABD’nin F-16 ile çektiği kırmızı çizgi.

Geçen hafta hükümetin etkili bakanı, yakın dostuna yakındı:

- Aslında anketlerde yüzde 40’a dayandık. Ama iki bomba daha patlasa işimiz zor.

Terörle mücadelenin siyasi faturası tek partiye, sadece bu Meclis’e kesilemez, kabul.

Ama eğer "devlet politikası gerekiyor" diyorsanız, tek seçenek MGK’dan ibaret midir?

Ahmet Necdet Sezer, Turgut Özal gibi Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmek isterse, ne olur?

Anayasa’nın 104’üncü maddesi Cumhurbaşkanı’na bu yetkiyi tanıyor.

Güneydoğu’da işler daha da gerilirse, sınır ötesi yani savaş kararı zorunlu hale gelirse...

Turgut Özal’ın 1990-91 tarihli Körfez Krizi pratiğine geri dönülür mü?

Merhum Özal bırakın hükümeti yönlendirmeyi, Terör Zirvesi için muhalefeti ve hatta medya yöneticilerini bile Köşk’e davetten kaçınmazdı. Süleyman Demirel’in iktidar ve muhalefeti buluşturduğu Susurluk Zirvesi yine hatırdadır.

Açıkçası 1983’ten bu yana 16 sınır ötesi operasyonun neredeyse tamamını izlemiş gazeteci sıfatıyla yeni bir harekáttan ne beklendiğini, siyasi hedeflerini tam anlamış değilim... Ama mesele operasyon vesilesiyle inisiyatifin/yetkinin hükümetten Köşk’e transferiyse, o zaman başka!

AKP siyaseten son kullanım süresi dolmuş Meclis’ten rejim değişikliği talep ediyor.

Muhalifleri, hükümeti korkutmak için savaş tamtamları çalıyor.

Tek çare ülkeyi kazasız belasız 22 Temmuz’a hazırlamak gibi gözüküyor.

Bu ruh haliyle Abdullah Gül söyleşisi sırasında ayaküstü sordum: "Cumhurbaşkanı’nın Bakanlar Kurulu’nu toplantıya çağıracağı söyleniyor."

Abdullah Gül tereddütsüz yanıtladı: "Duymadım."

Ardından yüzüne acı bir gülümseme yerleşti:

- Hoş, Çankaya süreci başlamadan önce bir haber gelmişti. Ahmet Necdet Sezer seçime kadar cumhurbaşkanı kalacak diye... İnanamadık, ama görüyorsunuz işte.

Küskün aşiret MHP’ye

MHP’nin OHAL iddiasını yazınca siyaset meraklıları türlü teori üretti.

Ama çuvaldızı kendime saklamam lazım, ben de işin nasılını pek anlatmadım.

Aslında MHP’nin Güneydoğu umudu, merkez sağdaki birleşmeye dayanıyor.

Bilen bilir, bölgede aşiretlerin sabit partileri vardır.

DYP’yi destekleyen aşiret ve aileler farklıdır, Anavatan’ı seven ayrıdır.

Merkez sağdaki birleşme, bu aşiret ve aileleri zorda bıraktı. Aralarında husumet olan, kan davası güden var. Parti uğruna bile bir araya gelemezler. Küskün aşiret ve aileler MHP’nin kapısını çaldı. Mesele bundan ibaret, arkasında derin devlet aramaya kalkmayın.

Ağar, şeffaflık istedi

DP lideri Mehmet Ağar bugün TÜSİAD’da konuşacak. İş dünyası Ağar ve Tayyip Erdoğan’ın ekonomik vizyonunu kıyaslayacak.

Ancak Ağar AKP’den farklı olarak soru-yanıt bölümünü medyaya açık istedi.

Yani şeffaflıktan yana oldu, bakalım TÜSİAD yönetimi ne yapacak?

Bu arada Deniz Baykal’ın TÜSİAD’a "Ben gelemem, siz gelin" önerisi tartışılıyor.

TÜSİAD’a göre CHP lideri toplantının formatını yanlış anladı.

Sadece Yönetim Kurulu’na hitap edeceğini sandı, başkente davet etti.

Baykal’a 300 kişinin birden Ankara’ya gelemeyeceği anlatıldı.

TÜSİAD ay başında Baykal’ı İstanbul’da ağırlamayı umuyor.
Yazarın Tüm Yazıları