Sadece ’Açmam’ demiyor devamını dinlemek lazım

ANKARA
KONU türban olunca, hele Başbakan’ın eşinin başında duruyorsa...

Haliyle Başbakan’ın ağzından çıkan her sözcüğü, heceyi, nidayı, hatta harfi, Çankaya niyetiyle irtibatlı analiz etmek, yorumlamak doğal.

Riga’dan Ankara’ya dönerken uçakta kullandığı, "Birileri Allah göstermesin ’Eşinizin başını açın’ diyor. Bizden birileri kimlik değişimi istiyor. Bu siyasi kimlik zaafıdır" ifadesi üzerine kıyamet kopuyor.

Bazıları türbanı siyasi kimlik aksesuvarı saydığına inanıyor, kızıyor.

Diğerleri, meseleyi "Çankaya’ya eşsiz çıkacak" diyecek kadar ileri götürüyor. (Bence tek makul eleştiriyi Ahmet Hakan getirdi. Başını açıp kapatma kararının, Emine Hanım’a ait olduğunu hatırlattı.)

* * *

Tayyip Erdoğan’a tercüme gerektiğine inandığımdan asla değil...

Ve fakat cümlesinin tamamını/mantığını aktarmada yetersiz kaldığım hissiyle o gece uçaktaki diyaloğu yeniden, daha açık yazmak istiyorum.

Gazeteciler sohbet sırasında TESEV anketinde "Cumhurbaşkanı eşinin başı açık olmalı" diyenlerin oranına değinince, Başbakan’ın ağzından çıkan ilk sözcükler "Biz bu yola eşimle birlikte çıktık" oldu. Ben bu ifadeyi, "Siyasete girerken de eşimin başı kapalıydı, öyle oy aldım" diye anladım.

Sözlerini tamamlarken, "Biz Aslı Hanım’a (Sabah Temsilcisi Aslı Aydıntaşbaş) başını kapatsın mı diyoruz, olduğu gibi kabul ediyoruz" dedi.

Bu iki cümleyi dinleyince Başbakan’ın türbanlı eş konusunda kafasının çok açık ve vicdani dengesinin yerinde olduğuna hükmettim. Şöyle ki:

1) Eşinin başını, siyaseten açma veya kapamayı "halkı aldatma" sayıyor. Yani sadece "Açmam" demekle kalmıyor, "Açıksa da kapatmam" diyor.

Türbanı siyasetin değil kimliğin, benliğin parçası olarak kabul ediyor.

Kimliğinden siyasi hesaplarla dönmeyi zaaf olarak ilan ediyor.

2) Türbanı siyasetin dışında tuttuğu için tesettürlü eşini -eğer varsa- yeni siyasi hedeflerine engel görmüyor. "Eşini bırakıp Çankaya’ya çıkar" gibi aykırı tahminlere kızması bu yüzden.

* * *

"Çankaya’da türbanlı eş" tartışması TESEV anketiyle canlandı.

Hatırlayacaksınız, ankete katılanların üçte ikisi cumhurbaşkanı için "Dini bütün Müslüman olması önemli" diyor, aynı miktarda katılımcı "laikliğin koruyucusu" olsun istiyor.

Cumhurbaşkanı’nın hayat tarzının modern Türkiye’ye örnek olmasını isteyenlerin payı yüzde 86. Ankete yanıt verenlerin yüzde 51’i "Cumhurbaşkanının eşinin başının açık olması önemli" görüşünü taşıyor.

İşte bu oranların kamuoyunda, "Halk başı açık cumhurbaşkanı eşi istiyor" diye algılanmasına Başbakan’ın çok yakın çevresinden itiraz var.

Üstelik bu itiraz kendi yorumlarına değil TESEV Başkanı Can Paker’in açıklamalarına dayanıyor. Paker’i arayıp ne dediğini sorduk:

- Aslında rakamlar kendisini anlatıyor. Katılımcıların en fazla önem verdikleri husus cumhurbaşkanının modern hayata örnek olması... Bunu dini bütünlük ve laiklik izliyor. Başı açık eş bunlardan daha az önemseniyor.

- Peki bu yorumunuzu Başbakan’la paylaştınız mı?

- Hayır ama Taha Akyol’un Eğrisi Doğrusu programında anlattım.

Belki Başbakan da Paker’in yorumunu bu programdan duymuş olabilir.

Ama rakamları ve cumhurbaşkanı eşinin başı açık olmasının halk tarafından ancak dördüncü sırada önemsendiği yorumuna katıldığı belli.

Anketlere ilgisi Çankaya niyetini mi açığa vuruyor? Bunu söylemek için henüz çok erken ama işaretler yavaş yavaş beliriyor.
Yazarın Tüm Yazıları