Paylaş
Kriz Türkiye'nin entelektüel zafiyetine ayna tuttu... Kimileri ideolojik önyargılarına kanıt sandı, pek sevindi. Diğerleri teknik ayrıntılara dalarak mesleki pozisyonlarını toplum geneline yaymaya çalıştı...Neticeten toptan sersem ettiler bizi netekim...
* * *
Tane tane konuşup, test çocukları gibi seçenekli düşünürsek...
a) Çöpe giden program mı kötüydü? b) Yoksa hükümet mi beceremedi?
Testi sevdiyseniz, devam edelim...
Kemal Derviş neden ve nasıl geldi?
a)Halk yollara düştü, 'İlla da Derviş'i isteriz' dedi b) ABD, Türkiye'yi batırmak için yolladı. c) Hükümet artık yerli/yabancı dışarıda kimsenin kendisine güvenmeyeceğini anladı, zaman kazanmak için muteber taşeron tuttu.
Kemal Derviş, geldi ama 50 gündür neden iş yapamadı?
a) ABD'de işler böyle yürür, siz anlamazsınız. b) Siz bakmayın profesör unvanı taşıdığına, hatta Dünya Bankası'nda Başkan Yardımcılığı yaptığına, aslında ekonomi bilgisi zayıftır. c) Birileri, mesela hükümet elini tutuyor, dış yardım için zorunlu reformları geciktiriyor.
Hükümeti anladık da, IMF neden Kemal Derviş'in elini kolunu bağlıyor?
a) Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur arkadaş. b) Bizi bölmeye çalışıyorlar. c) Sizin-benim güvenmediğimiz hükümete elin yabancı kredi denetçisi hangi akla hizmetle parasını emanet eder ki?
İstikrar programları mezarlığı cennet ülkemizde Kemal Derviş'in Ulusal Ekonomik Programı açıklandığında neler olacak?
a) Üf abi, bir gör sen, dolar 100 bin liraya düşecek, enflasyon tek haneye inecek, hayat bayram olacak. b) Önce herkes inanır gibi yapacak, ardından ‘‘Hükümet bu işin altından kalkamaz’’ korkusu ağır basacak.
Ve yine başa döneceğiz...
Bakın bakalım, neydi ilk sorumuz?
* * *
Son 50 gün bu ülkede akla ziyan tartışmalarla geçti...
‘‘Kur Brezilya'daki gibi iki defa mı sekecek, yoksa TL, Rusya'daki gibi duble dip mi yapacak? geyiği mi istersiniz... Yoksa sorumluluğu sadece ve sadece IMF'ye, bürokrasiye yıkma kolaycılığı mı... (İtiraf etmeliyiz ki, bu köşede günün telaşı veya cehalet nedeniyle aynı tuzaklara düştük...)
Bugün artık ayık kafayla görelim ki:
1) Kemal Derviş'in programının başarısı piyasaların açılmasına bağlıdır.
2) Piyasaların açılması için toplumun hükümete güveni esastır.
3) Dolayısıyla hükümetin, program açıklanmadan üstüne düşen siyasi sorumluluğu yerine getirmesi, başarının ilk ve tek ön şartıdır.
* * *
Sokaktaki apolitik eylemciden, TOBB veya TÜSİAD üyesi işadamına kadar toplumun her kesiminden gelen ‘‘Hükümet istifa’’ veya ‘‘Bakanlar değişsin’’ talebi rastlantı değildir. Aksine kriz faturasını ödemiş ve ödeyecek patronla işçinin, siyasetçiyi kasaya davet mektubudur.
Hükümetin istifa niyeti yoksa revizyon için sadece 24 saati kaldı...
Geçen programda çöpe yollayan... IMF ile pazarlığı ve gerektiğinde rest çekmeyi beceremeyen... Kemal Derviş'in yüzüne gülüp arkasından çelme takan üyelerini erken emekliye sevk etmezse ulusal program ölü doğacaktır.
IMF'ye bir küfrederken iki katını hükümetten esirgemek... Kemal Derviş'i veya bürokrasiyi eleştirirken yola mayın döşeyen bakanları unutmak hatadır. Siyasi özür gelmeden sabıkalı hükümete güven zordur.
KARŞI GÖRÜŞ-KATKI
‘‘Gazi Erçel'le ilgili yazınız pek sığ ve suya sabuna çok az dokunan bir yazıydı. Belki de Gazi Erçel'le dost olmanız, böyle dostlar alışverişte görsün türünden bir yazı yazmanıza neden olmuş olabilir. Benim ilgimi çeken, bugün yazdığınız yazı ise başka şüpheler uyandırıyor bende. Bakın Sayın Berberoğlu, siz eşimle birlikte televizyondaki programlarınızı zevkle izlediğimiz ve yazılarınızı ilgiyle okuduğumuz, bizde dürüst bir gazeteci imajı bırakmış insansınız. Hayır, hayır komplo teorisi falan üretmek istemiyorum, ama özellikle bugün (dün) yazdığınız ve ana fikri ‘Merkez Bankası'ndan 22 Şubat'ta verilen 4 milyar doların kimlere verildiğini araştırıp da ne yapacaksınız' olan yazının arkasında birilerine hizmet varmış gibi geliyor bize.’’ (A. Ömer SERİM)
‘‘Sayın Miras'la açıklık konusunda yollarınız ayrılmasın. Sadece ve ama sadece üreterek ve katma değer yaratarak kazanmayı öğrenmek zorundayız. Kurtuluşumuzun tek yolu odur.’’ (Ziya BİNGÖL)
Paylaş