Polise yargısız infazın tehlikesi

Enis BERBEROĞLU

Fail-i meçhul cinayetler, ülkenin güvenlik ve yargı gücünü sınayan erken uyarı sistemi gibi kabul edilmelidir. Çünkü fail-i meçhul cinayet yoktur. Failinin meçhul kalması uygun görülen suçlar vardır.

Polis ve yargı organları, suç veya suçlular arasında tercih kullanamaz. ‘‘Bu suç kamu yararınadır, görmezden gelelim'' diyemez.

Gerçek cumhuriyet düşmanları aranıyorsa, en muhtemel adaylar adalet meleğinin göz bağını çözüp tavlamak için göz kırpanlardır.

* * *

Dün bu köşede 1997'nin son günlerinde Avcılar'da çifte infaza kurban giden iki uyuşturucu sabıkalısının öyküsü anlatıldı. İnfazlar, Hollanda polisinin uluslararası uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin'in telefonlarını dinlemesi ile aydınlatıldı.

Avcılar'da öldürülen birisi İranlı, diğeri Türk iki kişinin Hüseyin Baybaşin'den aldıkları 3 milyon mark karşılığında uyuşturucu göndermedikleri için öldürüldükleri ortaya çıktı.

Polisin katil adayları arasında Kemal Sarıtaş'ın ismi geçti. Baybaşin'in nisan ayında Hollanda'da tutuklanmasının ardından Türkiye'de mal varlığına el konulan Sitoçi ailesinden Kemal Sarıtaş, 1991 yılına kadar Almanya'da bulunan ailesinin yanında yaşadı.

İngiltere'de uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla yakalandı. Kemal Sarıtaş, Baybaşin'in yakalanmasından iki ay kadar sonra haziran ayı ortasında öldürüldü. Kemal Sarıtaş'ın İspanya'da yaşayan kardeşi hemen Türkiye'ye döndü, on beş gün sonra o da öldürüldü.

Sarıtaş cinayetleriyle ilgili olarak ortaya Hüseyin Uzun'un ismi atıldı. Senaryoya göre Baybaşin'in ekibindeki anlaşmazlık bu iki infaza yol açtı.

Hüseyin Uzun, her nedense iki cinayetten aylar sonra polise teslim olmak ihtiyacını duydu. İfadesinde cinayetleri reddetti, bazı polisleri suçladı. Ardından şubede öldü, intihar denildi.

* * *

Çifte infazla başlayan öyküdeki karışık trafiğin neresinden başlasanız, mecburi istikamet polisi gösteriyor...

Fail-i meçhulleri aydınlatmayan polisten özellikle suçun üstünü örtüyor diye kuşkulanmak yersiz mi? Kırk yılın başında kendi isteğiyle itirafta bulunan Hüseyin Uzun ölecek başka yer bulamadı mı?

Sorular bitmez...

Ama bir de madalyonun öbür yüzü var. Suçlanan polisler, hep başarılı narkotik mazisine sahip isimler... Yani uyuşturucu kaçakçılarıyla ölümüne mücadele verdiğine inandığımız kadroların meçhul kahramanları...

Uyuşturucu kaçakçılarının bazen kurşunla, bazen haysiyet infazı ile ortadan kaldırmaya çalıştıkları polisler. Ve bu polislerin isimleri ne yazık ki ancak sabıkalı kaçakçıların ağzından suçlamayla birlikte duyulduğunda kamuoyuna mal oluyor, geçmiş zaferleri tozlu raflarda kalıyor.

Her sepette çürük elma olabilir, sepeti tehlikeye atabilir.

Ama suçlanan polislerle ilgili soruşturmanın adil ve çok hızla tamamlanması gereklidir... Suçluysalar cezalarını çeksinler, masumsalar daha da bilenmiş olarak uyuşturucu mücadelesine dönsünler...

Fail-i meçhulün özü yargısız infazdır.

Polise dönük yargısız infaza da karşı çıkmalıyız.

Adalet herkese lazım.