ANKARASAKIN bu soruya omuz silkip geçmeyin. Düşmanı tanımadan savaş kazanılmaz.
Madde bir: Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, MİT veya Emniyet en son ne zaman medyaya PKK brifingi verdi? Kamuoyu örgütün yeni hedefini, taktiklerini, propaganda yöntemini biliyor mu?
Oğlunu dağa, teröristle savaşa yollayan anne, terörle mücadelenin diğer cephelerinde aynı kararlılık ve fedakárlığın gösterildiğindenemin mi?
* * *
Madde iki: 1999 yılının 16 Şubat sabahı gazetelerin yıldırım baskıları "Zafer" manşetleriyle çıktı. Abdullah Öcalan’ın paketlenip Türkiye’ye teslimiyle Türk ordusu yakın tarihteki Vietnam ve Afganistan örnekleri yüzünden neredeyse imkánsız sayılan başarıya imza attı, gerilla taktikleri uygulayan örgüte karşı yürüttüğü mücadeleyi kazandı. Peki aradan geçen 8 yılda hangi hatalar yapıldı ki, Türkiye yine yüze yakın şehit verir hale geldi?
Önce PKK’nın ne istediğini bilmek gerekiyor. Örgütün üç ana hedefi var:
1) Anayasa’nın ilk 3 maddesinin değişmesini, Türk ve Kürtlerin "ortak kurucu" olarak anılmasını istiyor.
2) Yerel yönetimlere daha fazla yetki tanınmasını, Güneydoğu’da adı konulmamış bir federatif yapı öneriyor.
3) Self determinasyon (kaderini tayin hakkı), yani ayrılma talebini şimdilik kaydıyla askıya alıyor, öteliyor.
* * *
PKK’nın bu hedeflerini bilince meselenin askeri boyutu çoktan aştığı anlaşılıyor.
Ama yine de askeri alanda birkaç ukalalık izni varsa;
Örgüt artık Osman Öcalan’ın hatasını tekrarlamıyor, TSK ile cephe savaşına girmiyor, yüzlerce kayıp vermiyor. Bunun yerine, Saddam’ın işgal sırasında ABD ordusuna karşı savaşmak üzere verdiği uzaktan kumandalı bombaları kullanıyor. Dolayısıyla örgütü dağda tasfiye için TSK ve Emniyet’in farklı mücadele ve örgütlenmeye ihtiyacı var. Teröristin ismi de, resmi de elde. Yani alan savunması yerine özel birliklerin nokta operasyonları gündeme gelirse şaşırtıcı olmaz.
PKK, Kuzey Irak’taki El Kaide irtibatlı El Ansar örgütünden taktik kaptı. Artık bombayı ayrı, hedef krokisini ayrı kurye taşıyor, bombayı üçüncü terörist koyuyor. Bombalama olaylarındaki artış, bu taktiğin şimdilik sonuç getirdiğini gösteriyor. Demek ki gelecek günlerde emniyet ve askeri kesimin büyük kentlere dönük önleyici istihbarata odaklanmasını beklemek lazım.
* * *
PKK’nın yeni askeri taktikleri savaş coğrafyasını da değiştirdi.
Artık dağdaki PKK’lı kadar, a) Sivil unsurları, b) Siyasi kanadı da ciddiye almak lazım.
Başbakan’ın aydınlarla buluşması, Yılmaz Erdoğan’ın mektubu neden sonuçsuz kaldı?
Siyasi kanadın talepleri, PKK’nın öncelikli üç hedefinden farklı mı?
Bu soruların açıkça/cesurca tartışılması, sivil ve siyasi alanda -tıpkı askeri açıdan olduğu gibi- azimle/hızla harekete geçilmesi gerekiyor.
Yoksa şehit annesi haklı olarak "Oğlumu neden dağa gönderdiler?" diye sorgular.
Çünkü terörle mücadele, teröristle mücadeleden ibaret değildir.