Paylaş
Bir polis şefiyle sohbetimizde samimiyetle yakınıyor:
- Organize suçla mücadele konusunda uluslararası bir toplantının Türkiye'de yapılması gündeme geldi. Sevineceğimize korktuk. Yabancı polis meslekdaşlarımız henüz organize suç yasası bile olmadan çalıştığımızı anlarlar, rezil oluruz diye...
Her türlü çete edebiyatına rağmen TBMM'den çıkmayan organize suç yasa tasarısı Türk polisi tarafından iki yıl kadar önce ‘‘örnek alınsın'' diye Bulgar Emniyeti'ne verildi. Bulgaristan parlamentosu tasarıyı fazla değiştirmeden kabul etti. Bulgar polisi rahatladı. Türk polisine yasa yerine iman gücüyle mücadeleye devamdan başka seçenek bırakılmadı.
* * *
TBMM'deki komisyonları aşamayan organize suç yasa tasarısının fazla budanmadan çıkması çetelerle mücadele açısından çok önemli...
Ama tasarıdaki kimi düzenlemeler anlaşılan bazı milletvekillerinde ‘‘polise aşırı yetki tanınacağı'' endişesini uyandırıyor.
Mesela organize suç çetelerinin telefonlarının mahkeme kararıyla dinlenme süresinin en fazla 9 ayla sınırlı tutulması isteniyor...
Oysa Hollanda polisinin Türk uyuşturucu baronu Hüseyin Baybaşin'i yakalamadan önce en az birbuçuk yıl dinlediği ve bütün çete haritasını (Türkiye dahil) çıkardıktan sonra harekete geçtiği biliniyor...
Son yıllardaki en büyük uyuşturucu operasyonunda kullanılan Lucky-S gemisinin Pakistan'dan Türk kara sularına ulaşması bir yılı buluyor... Polis ‘‘süremiz bitti'' diye tonlarca uyuşturucuyu başıboş mu bırakacak?
* * *
TBMM Komisyonu'ndaki bir başka tartışma çetelerin nerede yargılanacağı konusunda çıktı... Tasarıda çeteler hakkında DGM'lerde uzmanlaşma sağlaması, sadece 1 No'lu DGM'lerin çete davalarına bakması öngörüldü. Oysa TBMM'de çete davaları DGM'lerden alınarak ağır ceza mahkemelerine devredildi.
Diğer bir yasal boşluk çetenin mal varlığına el konulması konusunda bırakıldı. Hollanda, Hüseyin Baybaşin'in bozuk paralarına bile el koydu. İntikam almak için değil, yeniden uyuşturucu alıp-satacak parası kalmasın diye...
Ama bizde çete liderlerinin düştükleri hapishaneyi bile lüks otele çevirecek paraları olduğu ortada... Yani çeteci içerde, parası özgür ve emrine amade.
* * *
Türkiye çetelerden gerçekten şikayetçiyse hesaplı bir risk almalı.
Çetelerle mücadele görevini verdiği polisinden gerekli yetkileri esirgememeli... Yetkisiz sorumluluk olmaz... Olursa hafiye bakanları daha çok tartışırız.
Polise yetkiyi verin, kötü kullanırsa en ağır cezayı hak etsin.
Zaten yetkisini aşan eski polis şeflerinden hesap sorulamaması yasa veya yürekli hakim-savcı eksikliği yüzünden mi? Yoksa politik çürüme nedeniyle mi?
Politikacı bizi polise karşı korumak istiyorsa güzel... Ama asıl bazı politikacılardan nasıl korunacağımız sorusu hala yanıtsız...
Üstelik çeteyle mücadele için sadece organize suç yasası yetmez.
Ekonomik düzenlemeler ve tanık koruma programı da gerekli.
Yarına bu konularda devam edeceğiz...
Paylaş