Ölü paket teslimi

ANKARAMURAT Karayılan ve/veya PKK’nın diğer sözde liderlerinin canlı olarak paketlenip Ankara’ya teslim umudunu bu köşede daha önce birkaç kez dile getirdik, her defasında boşuna heveslendik.

Anlaşılan ABD bu isimleri canlı teslimden yana değil. Ama ölü paket seçeneğine hizmet edecek adımlardan da kaçınmıyor. Bu kanıya nasıl vardık, izninizle anlatalım.

Geçen bahar Murat Karayılan’ın İran topçu ateşiyle yaralanıp Erbil’de hastanelik olduğunu duyan ABD... Ankara’ya bildiren yine ABD... Ama terörist resmen istendiğinde Irak makamlarının işi yokuşa sürmesine göz yuman işgal gücü de ABD.

Galiba aradan geçen bir yılda köprülerin altından çok su aktı.

ABD kaynakları, geçen perşembe gecesi Murat Karayılan’ın Kandil’de 200 kişilik toplantı düzenlediğini duyup "anlık istihbarat" formatında, koordinatlarıyla Genelkurmay’a iletti.

Adı üstünde "anlık istihbarat"... Yani, "iki gün önce şuradaydı, ah bilseydik, kaçırmışız" mazereti yok... Ama "yarın gidip alırız" demek de mümkün değil, çünkü her an kaçabilir.

Türk ordusu elindeki tek seçeneği kullandı, Karayılan’ın kaldığı binaya bomba yağdırdı. Karayılan’ın başı ezildi mi, yoksa kurtuldu mu önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak.

Amerikan ordusu, anlık istihbaratın nasıl kullanılacağını bilmiyor mu?

Tabii ki biliyor. İşte o yüzden diyoruz ki; Karayılan’ı sağ teslim etmeyen ABD, galiba Ankara’ya ceset torbasında teslimata hazırlanıyor!

Meraklısı için bir de dipnot:

Kandil’de sadece bölücü örgütün binaları vurulmakla kalmadı.

İran’a karşı silahlı mücadele veren PJAK kampları da bombalandı.

PKK kendi derdini unutup bu işe şaşırdı. Çünkü örgüt, PJAK sayesinde ABD’nin gözüne girmeye çalışıyor. PKK, ABD’nin Türkiye ve örgüt arasında kesin seçimi yaptığını yavaş yavaş anlıyor. Algı eksikliği, faturasını onlarca can kaybıyla bölge halkına ödetiyor.

Umudun türbanla imtihanı

AHMET Hakan, Ankara kulisine ender ama her defasında damardan giriyor. Yine öyle yaptı.

Başbakan’a, "AKP kapatılmayacak" diyerek nafile yere umut verenleri yazdı. Nafile diyorum, çünkü bence Başbakan’a ulaşan mesajın Anayasa Mahkemesi kaynaklı olması çok düşük ihtimal.

Eğer Anayasa Mahkemesi kapatma davasıyla ilgili mesaj veya işaret vermek istese çok daha kolay yolu var: Haftalardır ötelediği türban davasında raporu tamamlatır, kararını verir.

Anayasa Mahkemesi, diyelim ki, CHP’nin başvurusunu geri çevirir ve türbanla ilgili değişikliği Anayasa’ya uygun bulursa... "Türban yüzünden dava açtım" diyen Başsavcı’nın iddianamesi zayıflar.

Ama tersine karar çıkarsa, işte o zaman iddialar Yüksek Mahkeme hükmü formatında, yani kanıt olarak AKP dosyasına eklenir. İktidar partisinin işi çok zorlaşır.

Başbakan’a akıl vermek ne haddim, ne de işim. Yine de tavsiyem, habercilere kapatma davasını değil de türban takvimini sormasıdır. Umudun hukukla imtihanı türban davasıdır.
Yazarın Tüm Yazıları