Paylaş
DAHA aynı ismi taşıyan film vizyona girmeden Serdar Turgut anlatırdı.
ABD'de idam mahkûmu, elektrikli sandalyeye veya gaz odasına götürülürken yanındaki gardiyan ‘‘Dead man walking’’ (Ölü adam yürüyor) diye bağırırmış. Acaba ölüme birkaç adım mesafedeki mahkûma son saygı gösterisi mi sayılmalı?.. Yoksa artık yaşamı dahil kaybedeceği hiçbir şeyi kalmamış kişinin yoluna çıkmama kaygısı mı bu geleneği yarattı, bilemeyiz...
Ne var ki TV ekranlarında Cumhur Ersümer'in kasaplık koyun gibi kapı kapı dolaştırılmasını izleyince bu son protokoldeki anlam derinliğini daha iyi kavradık.. Evet, Ankara'da ölü bir adam geziyor, herkes kendisine dikkat etmeli. Özellikle yanında yürüyenler.
* * *
Hoş, gerçi Ankara'nın umumi manzarasına bakıldığında siyasetin Ölü Adamlar Derneği'ne dönüştüğünü görmek de mümkün...
Cumhur Ersümer vartası atlatılsa, sırada siyaseten ölü sabık Cumhurbaşkanı'nın haline fevkalade üzüldüğü ticari mevta Cavit Çağlar'ın dönüşü var.
Bakalım Cavit Çağlar ne anlatacak? Veya soruyu daha doğru formatta yöneltecek olursak: Cavit Çağlar'ın anlatmasına fırsat verilecek mi?
Teori değil pratikten söz ediyoruz.
Cavit Çağlar'la ilgili İnterbank davası Bursa Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürüyor. İddianamede Çağlar, Türk Ceza Yasası'nın 504'üncü maddesinde tarif edilen banka dolandırıcılığı eylemiyle suçlanıyor.
Son af yasasının kapsamının genişletilmesi için Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yağıyor. Aralarında 504'üncü madde mahkûmları da bulunuyor. Eğer affın kapsamı 504'üncü maddeyi kapsayacak şekilde genişletilirse Cavit Çağlar'ın ana davası düşecek, geriye sadece Egebank ve Etibank'la ilgili iddialar kalacak.
Hukuki senaryolar ağır geldiyse ödüllü bir soruya ne dersiniz?
Korkmaz Yiğit, Murat Demirel, Dinç Bilgin... Hepsi banka sahibi ve DGM'de yargılanıyor. Ama Cavit Çağlar'ın davası ağır cezada görülüyor. Neden bu davaya DGM'de bakılmıyor?
* * *
Bugün konudan konuya atladığımıza göre... Yazıyı denizcilik sektörünün Emlak Bankası'na kredi borçlarının ertelenmesi girişimi konusunda ek bilgiyle tamamlayalım. Dün bizi arayan kıdemli armatör, isminin gizli tutulması koşuluyla şu bilgiyi verdi:
‘‘Bu imkándan denizcilik sektörünün tamamının yararlanması söz konusu değildir. Emlak Bankası'na kredi borcu bulunan şirket sayısı 35'i geçmez, yani erteleme operasyonu sadece 12 aileyle ilgilidir. Siz de takdir edersiniz ki bu ülkede denizcilikle uğraşan en az 100 şirket daha vardır. Ayrıca bu tür haberlerin çıkması, Türk denizciliğini yıllardır finanse eden dış kredi kurumlarını da tedirgin ediyor. Bu haberler yüzünden bizleri de zor durumda sanıyorlar.’’
Peki 270 milyon dolarlık kredi ertelemesinden kimlerin yararlanacağını kim bilebilir?.. Herhalde bu isimler uğruna yasaları çiğnemeyi, Kemal Derviş'i, IMF'yi, Dünya Bankası'nı küstürmeyi göze alan sayın bakanlarımızın malumudur.
Gelin biz sizlere bu imkándan yararlanmayan (borcu bulunmayan) birkaç şirketin ismini aktaralım da en azından fikriniz olsun: Cerrahgil, Sohtorik, Baran, Çolakoğlu, Yalçın Sabancı, İbrahim Güngen, Asaf Güneri...
KARŞI GÖRÜŞ-KATKI
‘‘Kamu kurumlarında çalışan işçilere zam verilmemesiyle ilgili görüşlere katılıyor ve bu görüşleri destekliyorum. Neden? Ülkemizin en önemli sorunlarından biri, ülke ve devlet kaynaklarının verimli bir şekilde kullanılmayışıdır. Eşitsizlik ve kaynakların verimli bir şekilde kullanılmayışının en önemli örneklerinden biri de senelerdir kamu kurumlarında yaşanmaktadır. Ücret eşitsizliği. Bu eşitsizliğin en önemlilerinden biri memur-işçi arasındadır.’’(Zehra KAFALI)
Paylaş