ANKARARahmetli Ufuk Güldemir, medyada editörlüğe soyunan gençlere, bana çok anlamlı gelen bir öğüt verirdi.
Mealen aktarayım: Gazetecilik aslında ayıklama sanatıdır.
Gerçekten de haber lüzumsuz detaydan ve kenar süsünden kurtuldukça ortaya çıkar.
Her muhabir kadar polis-adliye ile uğraştım, hukuk asla uzmanlık alanım olmadı.
Ama yılların haber editörü olarak Ergenekon iddianamesini okurken, inanın parmaklarım kaşındı. "Şu metni üçte birine indirsem, anlamından ne kaybederdi?" diye çok kez düşündüm.
Sakın yanlış anlamayın, kanıtları, ifadeleri ayıklamak ne haddime...
Ben işin özel yaşama açık ve taammüden saldırı kısmına taktım.
İki kişi telefonda üçüncü kişi hakkında dedikodu yapıyor, ağzına geleni söylüyor.
Savcılık artık her ne sebepleyse iddianameye aynen aktarıyor.
Atılan çamurun, geyik muhabbetinin soruşturmaya katkısı olur mu? Hiç sanmam.
Başka bir örnek.
Ünlü bir gazeteci, sözde bir yakınının uygunsuz resimleri nedeniyle tehdit ediliyor. O duayen gazeteciyi en az 25 yıldır tanırım, bu iğrenç dedikoduya ilk kez iddianamede rastladım.
Gazeteci eşim Oya Berberoğlu’nun ismi de iddianamede var. Anlaşılan Ergenekon Akşam Gazetesi’nin diğer yazarlarıyla birlikte eşimin de istihbaratını yapmış.
İddianameye göre, "Yabancı gizli servislerle ilişkisi araştırılmış!"
Buyur buradan yak, yıllardır bir ajanla,(CIA, KGB, MOSSAD, MI6 acaba hangisi) evliymişim, şükür ki Ergenekon iddianamesi sayesinde aydınlandım. (Bu arada, savcılık nezaket gösterip beni MİT’çi diye sınıflayan ve asla işbirliği yapılamaz sayan, yine Ergenekon’a ait başka bir sözde doküman/analizi iddianameye almamış, sadece referans vermekle yetinmiş. Teşekkür ederim!)
İşin şakası bir yana, onlarca kişiye dönük akıl almaz ve uyduruk iddialar savcılık metni yoluyla TV ekranlarına çıkıyor, bilgisayar hafızalarına kaydediliyor. Yıllar sonra Berberoğlu soyadını Google’da arayanlar, yazıp çizdiklerimizin yanı sıra bu saçmalıkları da okuyacak.
Tekrar ediyorum, hukukçu değilim, iddianame yazamam. Ama basın yasasındaki sınırı iyi bilirim, suç sayılanı medya yoluyla yaymanın cezası çok daha ağırdır. O yüzden soruyorum: Acaba iddianame mağdurları kimi kime şikayet etmeli?
2. bölüm neden gecikti
ERGENEKON iddianamesini önyargısız okudum. Ana mimarisi hakkında kesin kanaat edindim.
Bu bir darbe soruşturmasıdır.
Savcılığa göre Ergenekon örgütü siyasi cinayetler, etnik çatışma, terör eylemleri yoluyla halkın hükümete güvenini sarsmak, darbe ortamı yaratmak istiyor. Bu amaca TSK emir komuta sistemi içinde değil, sızma yoluyla kurdukları cunta(lar) yoluyla ulaşmaya çalışıyor.
İyi hoş da, o zaman 1 Temmuz tutuklamalarına ilişkin iddianame neden gecikti?
Bu davada büyük resim ancak o iddianame yazıldıktan sonra ortaya çıkacak.
Varsayalım ki, gecikme AKP kapatma davası yüzünden...Yani parti kapatılmazsa, yola devam edilecek. Aksi halde siyasi destek eksikliği nedeniyle vites küçülecek.
Umarım ne AKP kapanır, ne de hukuk bu denklemdeki kadar siyasallaşır.