New York polisine İslam 101 dersi

NEW YORKCENTRAL Park’a bakan Ritz Carlton’un kapısında Başbakan Tayyip Erdoğan’ı beklerken genç bir Türk’le sohbet ediyoruz.

Resmi heyetin neredeyse tamamını tanıyan bu genci, Egemen Bağış akıldan kolay silinmeyecek mesleğine referans vererek takdim ediyor:

"Eğer burada başımıza bir iş gelirse cenazemizi yıkayıp kaldıracak adam."

Almanya doğumlu Erhan Yıldırım, 13 yıl önce 21 yaşında dil öğrenmek için ABD’ye geldi. Din eğitimi sayesinde Brooklyn’de müezzinlik yaptı. Ardından cenaze şirketini kurdu.

Konuşurken belindeki polis rozetini görüyoruz. Çünkü Erhan Yıldırım’ın yeni işi, New York Emniyet Müdürü Raymond Kelly’ye danışmanlık. Kentte 800 bin Müslüman ve 250 cami var. New York polisi, İslam’ı ve cami cemaatini daha yakından tanımak istiyor.

Akademiden yeni mezun 900 polise kısaca "İslam’a giriş" yani "İslam 101" dersi veriliyor.

Erhan Yıldırım, "Amacımız İslam fobisini kırmak" diyor.

İlginçtir, Türkiye’de "siyasi İslam radikalleşir mi?" tartışması sürüyor.

New York’ta dinlerarası diyaloğun yumuşaması, bir Türk gencine düşüyor!

Dalga boyu yüksek olmaz

HAZİNE Bakanı Mehmet Şimşek, New York’ta Başbakan Tayyip Erdoğan’a katılmadan önce Chicago’da dünya ekonomisini yönetenlerin en çok merak ettiği sorunun yanıtını ilk ağızdan dinledi: ABD ekonomisinin 2008 yılı sonundan itibaren yeniden büyüme trendine gireceği tahminini not etti.

Tahminin böyle kesin takvime bağlanmasının yanı sıra kaynağı da önemliydi. ABD Merkez Bankası, FED kararlarını 12 Eyalet Başkanı’nın katılımıyla alıyor. Bu 12 başkan arasında Chicago’yu temsil eden Micheal Moskow emekliye ayrıldı. Yerine Chicago FED’in akademik çalışmalarını yürüten Charles Evans atandı. Sadece 23 günlük başkan Evans ve araştırma ekibinin şöhreti biraz da yarattıkları büyüme endeksine dayanıyor. O yüzden Evans, kahvaltıda Bakan Şimşek’e "ABD ekonomisi büyüyecek" dediyse ciddiye almak gerekiyor.

Ne var ki Mehmet Şimşek, Londra’daki piyasacı günlerinin alışkanlığı ile FED’in akademik iyimserliğine kuşkuyla yaklaşıyor. "Yarım puanlık indirim aslında işlerin beklendiği gibi gitmeyebileceği riskinin hesaba katıldığını gösteriyor" diye uyarıyor.

Yine de FED’in 18 Eylül’deki faiz indiriminin ardından Türkiye’ye ciddi yabancı girişi yaşandığını doğruluyor. "Ama..." diye ekliyor, "Son iki yıldaki likidite bolluğunun kaynağı ne FED ne de Avrupa Merkez Bankası idi. Rusya ve Ortadoğu (yani petrol ve emtia zenginleri) bu parayı yarattı."

Peki Bakan Şimşek haklı çıkar ve dış şoklar Türk ekonomisini sarsarsa... Mehmet Şimşek, dış gelişmelerden kaynaklanan bir dalganın boyunun fazla yüksek olmayacağına inanıyor.

Bu varsayımın altında kamu maliyesinin sağlamlığı yatıyor. Mehmet Şimşek ayrıca Türkiye’nin olası dalgadan doğrudan etkilenecek dış borç miktarının 20 milyar doları aşmayacağına da işaret ediyor.

Peki ya özel sektör borçları... Şimşek’e göre önemli bölümü orta ve uzun vadeli. Daha küçük şirketlerin kısa vadeli borçları için kamu yardımı istemeleri senaryosunu, "Kim böyle bir kredi açtıysa sonuçlarına katlanır" diyerek reddediyor. Sohbeti noktalarken "Böyle çalkantılı günlerde Merkez Bankası daha aktif politika izlemeli değil mi?" diyecek oluyoruz. Bakan Şimşek sözümüzü hemen, "Merkez Bankası hakkında yorum yapmam" diye kesiyor. Ama ardından eklemeden edemiyor: "Dünyada Merkez Bankaları 18 ay sonrasını görerek hareket ediyor."
Yazarın Tüm Yazıları