Paylaş
Moskova'da sivillerin kurban gittiği terör eylemlerini tasvip etmek insanlığa sığmaz. Hele Güneydoğu yüzünden 30 bin can kaybeden Türkiye Cumhuriyeti'ne hiç yakışmaz...
Ama Dağıstan ve Çeçenistan'daki iç savaşın yeniden başlamasının Azerbaycan petrolünün Batı pazarına taşınması için Bakü-Ceyhan güzergáhını öneren Türkiye'nin tezini güçlendirdiği gerçeğini teslim etmek tamamen ayrı bir meseledir.
* * *
Kabaca ifade edersek, 1990'lı yılların hemen başında Azerbaycan petrolünün Batı'ya taşınması için iki yol önerildi:
1) Türkiye ve ABD'nin desteklediği Bakü-Ceyhan boru hattı. (Bu hatta Kazak petrolünün de eklenebileceği ihtimal dahilindeydi.)
2) Rusya'nın Karadeniz limanı Novorossisk'e kadar eski boru hatları yardımıyla taşınan petrolün deniz yoluyla nakliyesi. Rusya bu yolla petrol güzergáhı üzerindeki kontrolünü yitirmemek çabasındaydı.
Ne var ki her iki yolun sakıncaları da ortadaydı.
Örneğin Türkiye'de on beş yıldır bitmek bilmeyen bir iç savaş vardı. Rus petrol boru hatları ise ancak 1996 yılında sona eren Çeçenistan bağımsızlık savaşının ipoteği altındaydı.
* * *
Rusya ve Çeçenistan arasındaki görüşmeler ancak 1998 ağustos ayında başlayabildi. Çeçenistan'da yeniden iç barışı sağlamaktan memnun gözüken Rusya, Çeçen Devlet Başkanı Aslan Mashadov'un Türkiye ve ABD ziyaretlerini biraz kaygıyla izledi. Hemen ardından PKK Sözcüsü Mahir Velat'ın Moskova'da Rus-ABD Basın Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısı geldi.
PKK Sözcüsü bu kez Türkiye'ye bildik tehditleri sıralamadı, Bakü-Ceyhan projesini hedef alan bir açıklama yaptı. Moskova, PKK kartını oynarak;
a) Çeçenistan savaşında asileri desteklediğini ileri sürdüğü Türkiye'ye sert çıktı.
b) ABD ve diğer Batılı petrol şirketlerine petrol için tek güvenli yolun Rus topraklarından geçtiği mesajını yolladı.
* * *
Ancak anlaşılan Rusya biraz erken sevindi.
Çünkü Dağıstan'da Rusya'ya karşı bayrak açan köktendinci militanlar, başta Moskova olmak üzere ülkenin büyük kentlerinde terör eylemlerine başladı. Çok katlı binalar bombalandı, yüzlerce kişi öldü.
Ve ilginçtir, PKK'nın Moskova'daki basın toplantısından bir yıl sonra 14 Eylül 1999 tarihli İzvestiya Gazetesi'nde terör olayları ve petrol boru hattı güzergáhı arasında doğrudan ilişki kuruldu.
Hem de Rusya İçişleri Bakan Yardımcısı İgor Zubov tarafından... Zubov, ‘‘Dağıstan'da yerli ve uluslararası aşırı güçlerle Rusya'nın zayıflamasını isteyen ve amaçlarına uygun olarak petrol akımlarını yeniden yönlendirmek isteyen ülkelerin istihbaratları, çıkarları iç içe örülmüştür’’ dedi.
İki gün sonra Rusya'nın önde gelen gazetelerinden İzvestiya, Rus istihbarat kaynaklarına dayanarak verdiği bir haberde, Usame bin Ladin'in Türkiye üzerinden Çeçenistan'a 50 gerilla gönderdiğini yazdı.
* * *
Özetle geçen bir yılda işler çok değişti. Şimdi biz rahatız, Rusya terörle boğuşuyor. Ama bir gerçek değişmiyor: Terör iki ağızlı bıçak gibi.
Sapından tuttuğunuzu sanırken elinizi kesiyor.
Paylaş