MİT: Bilgi saklama değil alışveriş dönemi başladı

ANKARA
MİT Müsteşarı Emre Taner’in 80’inci yıl mesajındaki en çarpıcı tespit kuşkusuz, "1990 ve sonrasındaki sürece hazırlıksız yakalanıldı" itirafıydı.

Haberin Devamı

Dün bu tespitin gerekçesini araştırdım, aktarayım:

MİT’e göre Soğuk Savaş’ın düsturu, bilgiyi alma ve başkasından saklama olarak özetlenebilirdi. İki kutuplu dünyaya veda istihbarat servislerini gafil avladı. Çünkü küresel düzende bilgi saklama hüner olmaktan çıktı, bilgi alışverişi marifet oldu. MİT de bu dünyaya ayak uyduruyor.

Bir de MİT yönetimini üzen yorumu düzeltmek lazım:

MİT açıklamasını, savunma, güvenlik ve ekonomi politikalarına eleştiri olarak algılamak yanlış. MİT açıklamasını yeni istihbarat doktrini odaklı yaptı. (Bu yüzden en iyi başlığın Milliyet’e ait olduğu düşünülüyor.) Bu temel politikaların tamamlayıcısı istihbarat açılımını sergiliyor.

İki seçimin kaderi yüksek yargıya kaldı

BAYRAM öncesi Çankaya sürecine dönük hukuki tartışma yeniden alevlendi.

"Meclis üçte iki çoğunlukla toplanamazsa Cumhurbaşkanı seçemez" denildi.

Hafıza tazeleyelim; yaz başında benzer tartışmalar üzerine CHP Genel Başkanı’na soru yöneltildi.

Deniz Baykal yanlış hatırlamıyorsam, "Arkadaşlar baktı, sonuç çıkmadı" diye geçiştirdi.

Aslında Baykal’ın bu sözlerinde hukuki yorum kadar siyasi hassasiyet/özen de mevcuttu.

Çünkü CHP Lideri, Tayyip Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkışını siyaseten engelleme niyetindeydi.

Erdoğan’a hukuki zorluk çıkartmanın 28 Şubat çağrışımı yaratacağının farkındaydı.

CHP ilgi göstermeyince üçte iki çoğunluk tartışması küllendi.

Geçen altı ayda ne değişti ki, CHP ve Baykal tartışmaya taraf olarak katıldı?

CHP liderliğinden edindiğim izlenimi seçenekler halinde sıralayayım:

Deniz Baykal, Anayasa’nın 102’nci maddesinin üçte iki çoğunluk aradığı yorumlarına ikna oldu.

Çankaya seçimini Anayasa Mahkemesi’ne sadece anamuhalefet partisi taşıyabilir. Baykal ve kurmayları ortada ciddiye aldıkları hukuki tartışma varken bu sorumluluktan kaçmak istemiyor.

CHP, Meclis’teki Cumhurbaşkanı seçiminin daha ilk turunda meseleyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacak. Yüksek yargı, Çankaya seçimini iptal ederse, Anayasa’ya göre genel seçim kaçınılmaz olacak.

Özetle iki gündür yazdığımız gibi 2007’de Çankaya süreci kazasız atlatılsa bile;

AKP’nin baskın seçimi ve muhalefetin boykotu,

Çankaya seçiminin yüksek yargıdan dönüşü ve jet seçim ihtimali mevcut.

Bu siyasi risklerin ekonomik sonuçları başka yazı konusu.

Yazarın Tüm Yazıları