EĞER bir mesele kamuoyu önünde açıkça/özgürce tartışılamıyor, tam aksine milli tabu ilan ediliyorsa, bilin ve emin olun ki, çözüm aramak yerine çözümsüzlükten sebeplenen çoktur. Tıpkı Kıbrıs sorununda olduğu gibi!
* * *
Önce gelin küçük bir test yapalım... Aşağıya aktardığımız Reuters haberindeki cinayet nerede işlendi, bakalım tahmin edebilecek misiniz?
‘Kumarhane sahibi merdivenlerde açılan ateşle öldürüldü. Polis, suikastı çete savaşı olarak niteledi. Siyasi parti liderleri Cumhurbaşkanı başkanlığındaki zirvede buluştular. Cumhurbaşkanı, bazı polislerin organize suça karıştığı yolunda kuşkusunu açıkladı.’
Eğer olay yerini İstanbul, suikasta kurban gideni Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfü Topal,siyasi zirvenin adresini Çankaya sandıysanız yanıldınız. Çünkü olay 1995 yılında Güney Kıbrıs’ta Limasol’da meydana geldi. Kurban da, polisler de Rum’du.
Aradan tam 10 yıl geçti. KKTC’li batık bankacı ve kumarhane patronu Elmas Güzelyurtlu, eşi ve kızıyla birlikte kaçak yaşadığı Güney Kıbrıs’ta öldürüldü. Kurşun adres sormuyor, suç rantı sınır kuzey-güney ayrımı dinlemiyor.
* * *
Elmas Güzelyurtlu’nun cinayetinde muhtemel üç neden üzerinde duruluyor:
1) Batırdığı bankası, 2) Çalışan kumarhanesi, 3) Kárlı döviz büfeleri.
HORTUM GELENEĞİ
Batık Everestbank ortakları arasında iktidardaki CTP’nin bazı bakanları da var. O yüzden bu cinayet gelecek ayki genel seçimde siyasi malzeme olarak kullanılabilir. Dahası Mehmet Ali Talat’ın nisan ayında başkanlık seçimine katılma kararını etkileyebilir. Kritik Kıbrıs pazarlığına engel çıkarabilir.
Ancak unutulmamalı ki, Rauf Denktaş’ın dünürü Salih Boyacı da diğer bir batık bankacı. Yavru vatanda siyasetin hortumu uzun süredir ticaretten besleniyor.
KUMARHANE İZNİ
Türkiye’de kumarhaneler kapandıktan sonra mafya KKTC’ye yöneldi. KKTC’nin yıllık kumar cirosu 100 milyon dolara yakın. Kumarhane izinleri açısından hiçbir siyasi partinin diğerine edecek lafı yok: İlk üç kumarhane iznindeki (1976-77) imza Başbakan Nejat Konuk’a ait. 1982’de Mustafa Çağatay, 1984’te Nejat Konuk birer kumarhane izni verdi. 1986-96 dönemindeki 13 kumarhane izninin sorumlusu Derviş Eroğlu. 5 kumarhane izni Derviş Eroğlu-Serdar Denktaş koalisyon iktidarına ait. Son dönemde yerel kumar baronları ile uluslararası (Türk?) mafya arasındaki rant savaşı büyüdü.
DÖVİZ BÜFELERİ
Her sabah 10 binden fazla KKTC vatandaşı Yeşil Hattı geçerek çalışmak için güneye iniyor, Kıbrıs poundu kazanıyor. Bu paraların YTL’ye çevrilmesi kárlı iş haline geldi. Döviz büfeleri arasında rekabet silahlı çatışmaya yol açtı.
Üç cinayet nedeni... Hepsinde yolun sonu ‘milli mesele’ ipoteğiyle tartışmaya açılamayan çarpık siyasi ve ekonomik düzene çıkıyor.
* * *
Peki bu düzen nasıl değişir sorusuna en iyi örnek Güney Kıbrıs...
10 yıl önce Ada’nın güneyi kuzeyinden farksızdı, Susurluk ekonomisine teslimdi. Yıllık 4 milyar dolarlık döviz girişinin beşte biri 800 kadar paravan Rus şirketi kaynaklıydı. Bugünse para trafiği tersine döndü. Kıbrıs, Rusya’nın en büyük dış yatırımcısı. İşin Türkçesi, mafya parası AB üyesi Güney Kıbrıs’ta barınamadığı için yurda geri dönüyor. Güney Kıbrıs’ı terk eden paralarla birlikte Putin’in politikası KKTC lehine değişiyor.
Kuzey’deki bataklığı AB’siz kurutmanın yolu varsa gelin tartışalım.